Contenido de sensagent
investigaciones anteriores en el diccionario :
computado en 0.764s
בְּעִיקָרוֹן, בְּעִיקָרוֹ, בִּיסוֹדוֹ — aslında, esasen, esasında, temel olarak - אִיש מִלבָד, אַך וְרַק, בְּפָּשטוּת, פָּשוּט, רַק — ...-den başkası değil, ancak, basitçe, sade şekilde, yalnız, yalnızca - בְּאוֹפֶן אוֹטוֹמָטִי — kendiliğinden, otomatikman, otomatik olarak - בְּאוֹפֶן מַבְהִיל — ürkütücü bir şekilde - בְּמִידָה עֲצוּמָה — pek çok, son derece - בְּגָסוּת — aşırı derecede - בְּאוֹפֶן נִיכָּר — göze çarpacak kadar - לְגָמרֵי — sırf, tamamen - בְּסבִיבוֹת, בְעֶרֶך, בִסבִיבוֹת, בְּעֵרֶך, בְּעֶרֶך, בְּקִרבַת, בְּקֵירוּב, בַּסבִיבָה, בוֹא נאמַר, כִמעָט, כְּ-, כְּמוֹ, מְעַט, סְבִיבוֹת, פָּחוֹת אוֹ יוֹתֵר — ...-e yakın, aşağı yukarı, az çok, biraz, civarda, civarında, diyelim ki, hemen hemen, neredeyse, sırasında, yaklaşık - göreceli, izafi, nisbi, nispi - absolutely (en) - בִּשׁלֵמוּת, לְגַמרֵי, לְגַמרֵיְ ַ, לְגָמרֵי, לַחֲלוּטִין, לַכּוֹל, לגמרי, מַמָש, מוּחלָט — bütünüyle, çok daha, daha da, kesinlikle, taa, tam, tamamen, tamamiyle, tam olarak, tümüyle - בִּלעָדִית — sırf, yalnız - absolutely, dead, perfectly, utterly (en) - perfectly (en) - בְּאוֹפֶן לֹא מוּשׁלָם — eksik/noksan bir şekilde - מָלֵא, עַד הַסוֹף — ağzına kadar, son derece, tamamen, tam anlamıyla - only (en) - obur, pisboğaz - only (en) - good, well (en) - well (en) - well (en) - well (en) - well (en) - comfortably, well (en) - מִשתָלֵם, מוֹעִיל — avantajlı şekilde - דַי וְהוֹתֵר, מָצוּי בְּשֶׁפָע — bol, çok, zengin - epeyce - well (en) - well (en) - iyi - well (en) - שוֹפֵע, שופע — bol, çoşkun, pek çok - בִּרצִינוּת — ciddî ciddî, ciddi şekilde - בְּרִשעוּת, בְּשוֹבבוּת — haylazlıkla, yaramazca - even, still, yet (en) - even (en) - מִקוּבָל, סָבִיר — kabul edilebilir - כָּל הַזמַן, לְעוֹלָם, לָנֶצַח — daima, durmaksızın, hep, her zaman - sürekli - בִרווָחִים, לְסֵירוּגִין, לִפעַמִים, לִפעָמִים, מִדֵי פַּעַם, מִדֵי פָּעַם, מִדי פַּעַם — arada bir, arada sırada, aralıklarla, arasıra, ara sıra, bazen, fasılalarla, zaman zaman - convencionalmente (es) - אִם כִּי, אֵין זֶה מְשָנֵה, אַף עַל פִי כֵן, אַף-עַל-פִּי-כֵן, בּוֹ בַּזמָן, לַמרוֹת זאת, עֲדַיִן — ama, ancak, bununla beraber, fakat, gene de, yine de - עַד כֹּה, עַד כֹּה, עד כה — daha, henüz, şimdiye kadar - מַעֲשֶה נוֹעָז, מַעֲשֶׂה נֶהדָר — başarı, cesaret ve ustalık isteyen bir iş, kahramanlık - בְּאֶמֶת, מַמָש — çok, gerçekten, pek - פְּעַלתָּן, פָּעִיל — aktif, enerjik, faal, hareketli - לוּליָנִי @@@לוּלייָנִי$$$ — akrobatik - רַק עָתָה — az once, bir dakika once, daha demin - בִּן-רֶגָע — anında, hemen - זָרִיז, נִמרַץ — atik, çevik, dinç, zinde - מוּקדָם מִדַי — erken - לְעִתִים קְרוֹבוֹת — sık sık - לְעִתִים נְדִירוֹת, לְעִתיִם נְדִירוֹת — ender olarak, nadiren, seyrek olarak - בְתוֹקֵף, בְּפוֹעָל, הִפְעִיל, לְהַחִיל — aktif, canlı, etken, geçerli, hareketli, yürürlükte, yürürlükte olma - kendiliğinden - בְּתוֹקֶף — üstüne basa basa - gerçekten - balans ayarı yapma, beraberlik, dengeleme, eşitleme, eşitlenme, eşitlik, uyuşma - כַּמובָן, כָּמוּבָן — doğal olarak, elbette, tabiî, tabii ki, tabiî ki - açıkça - active (en) - בְּבֵירוּר, בְּבֵרוּר — açıkça, besbelli - כַּנִראֶה, לְמַרְאִית עַיִן, לְמַראִית עַיִן — göründüğü kadarıyla, görünürde, görünüşe göre, sözüm ona - pasif - בִּמפוּרָש — özellikle - b'chi tov, בכי טוב, לְמַרבֵּה הַמַזָל — Allahtan, iyi ki, şans eseri - record, track record (en) - בְּעֶצֶב, לְמַרבֵּה הַצַעַר, לְמַרבֵּה הַצַעָר, לְרוֹעַ הַמַזָל — maalesef, ne yazik ki, üzücü olarak - kronik, süregen, süreğen - בְּאוֹפֶן יוֹצֵא מִן הַּכלָל — olağanüstü şekilde - יוֹתֵר מִדַי, לַלֶכֶת רָחוֹק מִדַי, מדי — ...-emiyecek kadar, aşırı derecede, gereğinden fazla - בְּמוּקדָם אוֹ בִּמאוּחָר — bir gün, eninde sonunda - בְּמִקרֶה שֶׁ-, בְּסוֹפוֹ שֶׁל דָבַר, לְבַסוֹף, סוֹף סוֹף, סוֹף-סוֹף — en nihayet, en sonunda, ergeç, nihayet - בַּמָקוֹם, לְלא הִיסוּס, מִיַד, מִיָד, מִייַד, מִייָד, מָהֵר מְאוֹד, עַכשָיו — çabucak, derhal, derhâl, hemen, koşar adım, şimdi - now (en) - at present, now (en) - now (en) - now (en) - now (en) - directamente (es) - בְּאוֹפֶן בִּלתִי נִדלֶה, לְלא לְאוּת — tükenmez şekilde, yorulmadan - adequate, equal (en) - hızla - בֵּינתַיִים, לְפִי שָׁעָה — şimdilik - intolerablemente (es) - abusively (en) - בִמְיוּמָנוּת, בִּמְיוּמָנוּת, בִּמיוּמָנוּת — maharetle, ustaca, ustalıkla - dehşet vererek - כָּל כָּך — çok, çok, pek, çok çok geç, pek - בְּאוֹפֶן דְרָסטִי — esaslı, gözle görülür biçimde - בִּכלַל — hiç - בִּכלַל לֹא — asla, hayır, hiçbir zaman, kesinlikle olmaz - הַצלָחָה — başarı - exhaustivo (es) - יָשָר — dümdüz - dolambaçlı biçimde, dolaylı olarak, endirekt olarak - הַרבֵּה, הָרבֵּה, עִסקָה טוֹבָה — büyük miktar şey, çok, pek çok - כִּשָלוֹן, כשלון — başarısızlık - בְּאוֹפֶן פִּתאוֹמִי @@@בְּאוֹפֶן פִּיתאוֹמִי$$$, פתאום — aniden, birdenbire - טָעוּת, שְׁגִיאָה — yanlışlık - מְיוּמָן — hünerli, maharetli - לְבַסוֹף, לְבָסוֹף — son olarak - duraderamente, establemente, perdurablemente, sólidamente (es) - advantageous (en) - descuido, omisión (es) - טָעוּת, פַשלָה, שְׁגִיאָה — falso, gaf, hata, pot - מַעֲשֶׂה שֶׁאֵינוֹ בִּמקוֹמוֹ — çam devirme, gaf - בְּרִפיוֹן — zayıf bir şekilde - בְּאַקרָאִי, בְּאַקרָאי — gelişigüzel, rastgele - בְּקֵירוּב, כִּמְעָט, כִּמעַט, כִּמעָט, קָרוֹב, קָרוֹב ל — ...kadar, hemen hemen, neredeyse - בְּעִיקָר, קודם כל — başlıca, daha çok, esas olarak, temel olarak - brazenly (en) - בְּאַהֲבָה, בְּחִיבָּה — muhabbetle, sevgiyle - בְּגָלוּי — açık olarak - לְלֹא סָפֶק, ללא סָפֵק — herhalde, kesinlikle, kuşkusuz, şüphesiz - בְּאוֹפֶן פָּאסִיבִי — pasif olarak, tepki göstermeden - בְּבוּז, מָלֵא בּוּז — kibirle, küçümseyerek, tepeden bakarak - acayip, garip biçimde, gülünç olarak, komedi olarak, komik biçimde - de manera engañosa, engañosamente (es) - טִיפוּסִי — garip şekilde, özellikle - בִּמהִירוּת — çabucak, hızla, süratle - בְּאוֹפןֶ מוּחלָט, לְלא תְנַאי — kayıtsız, kesinlikle, kesin olarak, koşulsuz olarak, şartsız - לְנֶצַח נֶצָחִים, לַנֵצָח, לָנֶצַח — daima, ebediyen, sonsuza kadar, sonsuz olarak - לְתָמִיד — sürekli olarak - בְּאוֹפֶן זְמִני, בְּאוֹפֶן זְמָנִי — geçici olarak, geçiçi olarak - istenildiği gibi, istenildiği kadar - כָּל הַזְמָן — sürekli bir şekilde - değeri az olarak - בְּמִידָה מְסוּכֶּנֶת — tehlikeli şekilde - בְּמֶרֶץ — enerjik bir şekilde, yorulmaksızın - אַחַת וּלתָמִיד, חַד-מַשמָעִי — ilk ve son olarak, kesinlikle - בְּחוֹסֶר תִּקווָה, בְּצַעַר — kederle, ümitsizce - afar (en) - בְּעָדינוּת, נֶהדָר — güzel bir şekilde, özenle - çabuk, derhal, hemen - בִּמהִירוּת, מַהֵר, מָהִיר, מהר — çabucak, çabuk, çabuk çabuk, hızla, süratle - בְּאוֹפֶן נוֹרמָאלִי, בְּדֶרֶך כְּלָל, בדרך כלל, כִּכְלָל, כַּרָגִיל — ekseriya, genellikle, genel olarak, her zamanki gibi, normal olarak - בְּיָמִים אֵלֶה, לַאַחֲרוֹנָה — geçenlerde, son günlerde, son zamanlarda, yakınlarda - בְּאוֹפֶן לא יָצִיב — düzensiz bir şekilde - בְּהַדרָגָה — adım adım, azar azar, giderek, gitgide, yavaş yavaş, zamanla - אֵל-, הנה, כָּאן, לְכָאן, לכאן, לפה — buraya - iyi, uygun - sakin bir şekilde - meager, meagerly, meagre, scrimpy, stingy (en) - how, however (en) - çok yoksul - בִּפנִים — içerde, içeride, içeriye, içinde - בְּרַחֲבֵי הָעוֹלָם — uluslararası kurallara uygun - טָרִי, לא מִזמַן, קָרָה לַאַחֲרוֹנָה — az önce, henüz, taze, yakınlarda, yeni - שוּב, שוב — gene, tekrar, yeniden, yine - תָּמִיד — devamlı, sürekli - mechanically (en) - רָצוּי — tercihan - and so, and then, so, then (en) - though (en) - but then, on the other hand, then again (en) - בְּעִקבִיוּת, שִיטָתִיוּת — sistemli olarak, sürekli olarak - so, thus, thusly (en) - enormemente (es) - חֲסַר-חַיִים — cansız, ölü - טִיפּוּסִי — tipik olarak - בְּאוֹפֶן כּוֹלֵל — evrensel bir şekilde - חֲסַר תַקדִים, חסר תקדים — eşi görülmemiş - místicamente (es) - אוֹתוֹ דָבָר, דוֹמֶה — aynı, aynı şekilde - secundariamente (es) - מַתאִים, נָכוֹן — doğru, uygun - בְּצוּרָה בּוֹלֶטֶת, בִּמיוּחָד — bilhassa, dikkat çekecek ölçüde, özellikle - בְּמֶרֶץ — yoğun bir şekilde - בְּצוָּרה נְאוֹתָה, כָּרָאוּי — uygun şekilde - inappropriately, unsuitably (en) - artificialmente (es) - episodically (en) - בְּצוּרָה פַנטַסטִית, נֶהֱדָר — çok, fevkalâde, muhteşem bir şekilde - feverishly (en) - מַתְאִים, מַתאִים, נָכוֹן, רָאוּי — lâyık, münasip, uygun, yerinde - anlaşılmaz bir şekilde - encarecidamente, expresamente (es) - בְאוֹפֶן שִטחִי — yüzeysel olarak - בְּרִשעוּת — kötülükle, şeytanca - אָכֵן, בְּבִטחָה, בְּהֶחלֵט, בְּוַדַאי, בְּוַודַאי, בְּווַדַאוּת, בְּווַדָאי, בֶּטַח, לְלֹא סָפֵק, ללא ספק — elbette, hay hay, kesinlikle, kesin olarak, kuşkusuz, memnuniyetle, mutlaka, şüphesiz, tabiî, tabiî tabiî - yeter derecede - בְּמִידָה מַספֶּקֶת, דֵי הַצוֹרֶך, דָי — yeterli, yeterli miktar/sayı - insuficientemente (es) - so (en) - so (en) - so (en) - תִמרוּן — ustaca kullanma, yönlendirme - בְּקָלוּת, ללא קוֹשִי — çabucak, kolayca, şıp diye - fiilen, gerçekten - חֲלַקלַק, מְפַקפֵּק, עַרמוּמִי, עָרוּם כְּשוּעָל, שָׁנוּן — akıl çelen, cin fikirli, düzenbaz, güvenilmez, hilebaz, hilekâr, kurnaz, marifetli, muzip, şaibeli, şakacı, şeytan, tilki gibi, ustalıklı - בְּהִתְחָשֵב בַּכָּל, בְּסַך הַכָּל, בְּסַך הַכֹּל, בסה”כ, כְּלָלִית — bütünüyle, genelde, genellikle, genel olarak, herşey düşünüldüğünde, herşeyi düşünerek - אָמָן דִּיבּוּר — anlamlı, belâgatlı, dokunaklı, güzel konuşan - בְהִתרָגשוּת — heyecanlı bir şekilde - apropos, by the bye, by the way, incidentally (en) - completely (en) - eksik olarak, tamamlanmadan, yarım yamalak - certeramente, con exactitud, con precisión, detalladamente, detenidamente, exactamente, justamente, precisamente (es) - חָסַר בּוּשָׁה — arsız, utanmaz, yüzsüz - from scratch (en) - closely, intimately, nearly (en) - יַחֲסִית — bir dereceye kadar, nispeten - fácilmente (es) - בְּמִידָה נִיכֶּרֶת — belirgin şekilde - בִּרצִינוּת — ciddiyetle, içtenlikle - בְּבוֹא הַזמָן, בְּעִתוֹ — tam zamanında, uygun zamanda, vakti gelince - בַּשנִייָה הַאַחֲרוֹנָה — tam sırasında, tam zamanında - מְפַתֶה, מוֹשֵך, קוֹסֵם — albenili, çekici, güzel, yakışıklı - off the cuff (en) - מֶכַשֶף, מַקסִים — büyüleyici, büyülü - לְהֵיפֵך — aksine - atractivo, atrayente (es) - çekici, güzel, hoş, sevimli, şirin - כִּכתָבו וּכִלשוֹנוֹ — harfi harfine, tastamam - בְּאוֹמֶץ, בְּצוּרָה אָמִיצָה — cesaretle, cesurca, yiğitçe - בְּאוֹפֶן מַעֲמִיק, עֲמוּקוֹת — çok, son derece - בְּקוֹצֶר רוּחַ — sabırsızlıkla - בְּסַבלָנוּת — sabırla, sabırlı bir şekilde - בְּטִיפּשוּת — aptalca - בְּאוֹפֵן יְצִירָתִי — yaratıcı/özgün bir şekilde - בְּאוֹפֶן יְסוֹדִי — temelden - בְדַקדקָנוּת, בִּמסִירוּת — dikkatle, titiz bir şekilde, titizlikle - בְּצוּרָה יוֹצֵאת מִן הַכְּלָל — görülmedik şekilde, son derece - לְגמרֵי — bütünüyle - בְּצוָּרה יָפָה וּמסוּדֶרֶת — düzgün şekilde - בְּמֶרֶץ — coşkuyla, şevkle - açıkça - מְצוּיָן — üstün/mükemmel bir şekilde - בְּצוּרָה מְצוּיֶנֶת, לְהַפלִיא, מְאוֹד, נִפלָא — çok, çok güzel, dehşetli biçimde, olağanüstü bir şekilde, olağanüstü şekilde - impeccably (en) - בְּרוֹך — sükûnetle, yumuşaklıkla - בְּיִישוּב הַדָעָת — aklı başında/ayık olarak - בְּאוֹמֶץ — cesaretle, cesurca - הֵיטֵב, יָפֶה — çok iyi, pekâla, pek iyi - בְּנוֹחִיוּת וּבחָמִימוּת — rahatça, samimî bir şekilde - bulunmaz, elde edilemez, sağlanamaz - correspondientemente (es) - בִּתבוּנָה — akıllıca, zekice - בַּצִיבּוּר — genel olarak - intelectualmente (es) - aksülamel, reaksiyon, tepki - abartılı bir şekilde, aşırı şekilde, şişirilmiş olarak - בְּגָאֲווָה — gururla, iftiharla - בִּרצִינוּת — ciddiyetle - גָמלוֹנִי — sakarca - בְּגָסוּת — kabaca, terbiyesizce - בְּלַהַט — şiddetle - בְּאוֹפֶן סְפּוֹנטָאנִי — kendiliğinden - נוֹרָא — dehşet verici, korkunç - מַפְחִיד — korkmuş - בְּקַפּדָנוּת — titiz bir şekilde - מְאַייֵם — tehdit edici, ürkütücü - בְּצוּרָה מְגוּשֶמֶת — acemice, beceriksizce, hantalca - בְּשִׂמחַת נִיצָחוֹן — zaferle - מְסָמֵר שֵׂיעָר, מַפחִיד, מַקפִּיא דָם — kâbuslu, korkunç, müthiş, tüyler ürpertici - düzenli bir şekilde - korkak, korkunç, korkutucu, ürkek, ürkütücü - נוֹרָא — cesur - בְּאוֹפֶן מוּשלָם, בְּמָצַב אִידֵיאָלִי — en iyi/mükemmel şekilde, mükemmelen, tercihen - ביָלדוּתיוּת — çocukca - מַגעִיל, מָקַבּרִי — iğrenç, korkunç - incorrectamente (es) - בְּקֶשֶב רָב — dikkatle, ilgiyle - מְאוֹד מְאוֹד — çok, dev gibi, muazzam bir şekilde, son derece - בִּנְדִיבוּת, בנדיבות — bol bol, cömertçe, serbestce - לְלֹא הִתאֲמצוּת — kolayca - לְפִרטֵי פְּרָטִים — ayrıntılarıyla - הַשׁלָמָה — bitme, tamamlanma - בְּצוּרָה נוֹחָה — kolayca, rahatça - inoportunamente (es) - abstractamente, abstractivamente, en abstracto (es) - בְעַקשָנוּת — inatçı bir şekilde - כִמנַצֵח — galibiyetle, zaferle - בְּחוֹכמָה — akıllıca, bilgece - בְּטִיפּשׁוּת, בְּצוּרָה לא נְבוֹנָה — aptalca - בִּתבוּנָה — akıllıca, zekice - בְּצוּרָה מוּבֶנֶת — anlaşılabilir şekilde - בַּאֲצִילוּת — aristokratça - בְּאוֹפֵן דִיפלוֹמָטִי — diplomatça, diplomatik bir şekilde, diplomatikçe, diplomatik şekilde, ustalıkla - כִּישָׁלוֹן — fiyasko - לִזמָן בִּלתִי מוּגבָּל — belirsiz bir tarihe - בְצוּרָה נְכוֹנָה, בְּדִיוּק, בְּצוּרָה נְכוֹנָה, כַּיָאוּת, נָכוֹן — doğru olarak, doğru şekilde, hemen, tam - בִּנְדִיבוּת — merhametle - בְּאִיטִיוּת — tembel tembel - חוּצפָּה — haddini bilmez, küstah - בְּחִיפָּזוֹן, בְּחִפָּזוֹן, בְּחוֹפזָה, מְמַהֵר — aceleyle, telâş içinde, telâşla - satíricamente (es) - בְּאוֹפֶן חוֹפשִׁי — özgürce - בְּרוחָנִיוּת — manen, ruhen - בְּאוֹפֶן לא בָּרוּר, בִּמעוּמעָם, בִּמעוּרפָּל — belirsiz şekilde, bulanık/donuk bir şekilde, hayal meyal - duraderamente, inquebrantablemente (es) - esporádicamente (es) - לְמַרבֶּה הַפּלִיאָה — şaşılacak bir şekilde - בְּשֶפָע, לְמַכבִּיר, מֵעַל וֵּמֵעֶבֶר — bol bol, bol miktarda, çok miktarda - בְּאוֹפֶן מְייַגֵע — sıkıcı şekilde - מְאוֹד — olabildiğine, olanca - מְהַמֵם בְיוֹפיוֹ, נִפלָא — çok nefis, harika, şahane - יפה תואר - בְּאָדִיבוּת, בְּנִימוּס — kibarca, nezaketle - מַקסִים — büyüleyici, çok güzel - בְּגָסוּת, בְּחוֹסֶר נִימוּס — kabaca, terbiyesizce - בְּאוֹפֶן הָרָאוּי לְשֶׁבַח — övgüye değer şekilde - בְּאוֹפֶן נָעִים, בְּצוּרָה נְעִימָה, נָעִים — hoşa gidecek şekilde, hoş bir şekilde, hoşça, tatlılıkla - hoş olmayan bir şekilde - בְּתֵאָבוֹן, בִּלבָבִיוּת — içtenlikle, samimi bir şekilde, samimiyetle - בְּחָבִיבוּת, בַּאֲדִיבוּת, בלבבות, טוֹב מֶזֶג — güler yüzlülükle, hoş bir şekilde, incelikle, nazik/sevimli bir şekilde, nezaketle, tatlılıkla - explícitamente, inequívocamente, unívocamente (es) - בְּעוֹר וַשֵׁן, בְּצִמצוּם, בִּקצָת — darı darına, kılpayı, kıl payı - nazik - בְּנֶאֱמָנוּת — bağlılıkla - optimal, optimum - בְּאוֹפֶן חָרִיג — anormal bir şekilde - kalıcı olarak - hoşça, nefis bir şekilde - sevgiyle - בְּיַרכּתֵי הַמוֹח, בְּלִיבּוֹ — gizliden gizliye, için için - לְטוֹבַת — lehinde, lehte - adversamente, desfavorablemente (es) - düzelebilir, iyileşebilir, iyileştirilebilir - בְּיוֹבֵש — müstehzî bir şekilde - reduce (en) - accommodatingly, obligingly (en) - gloomily (en) - בִּמעוּרפָּל — belli belirsiz - בְּשַחֲצָנוּת — çalım satarak, ihtişamla - geliştirme, iyileştirme, ıslah - ilerleme - בְּעַקשָנוּת — kararlılıkla, sebatla - בִּיעִילוּת — etkin bir şekilde, ustalıkla - feci şekilde - בְּאוֹפֶן הַמבָשֵׂר רַעוֹת — uğursuzca - con motivo, con razón (es) - בְּחוֹסֶר צְנִיעוּת — terbiyesizce - כַּך שֶאִי אֶפשָר לַעֲמוֹד בְּפָנַיו — karşı konulamaz bir şekilde - בְּחוּמרָה, בְּחומרָה, בְּקַפְּדָנוּת, בְּקַפדָנוּת, בּחוּמרָה — kesnlikle, sert bir şekilde, sertçe, şiddetle, sıkı biçimde, tamamen - autoritariamente, con autoridad (es) - תִיקוּן, תִּיקוּן — düzeltme, iyileştirme, tashih, tashih etme - stainless, unstained, unsullied, untainted, untarnished (en) - בְּאַכזָרִיוּת, בְּתוֹקפָּנוּת — canavarca, şiddetle, vahşîce - צמֵא דָם — canavar ruhlu, kana susamış - שִיפּוּר, תִיקוּן — düzelme, düzeltme, iyileştirme, reform, ıslahat - embellecimiento (es) - clásicamente (es) - בִּמעוּרפָּל — anlaşılmaz bir şekilde - אַמִיץ, עָשׂוּי לִבלִי חָת — korkusuz - horrifyingly (en) - בְּאָמָנוּת — sanatkârane - בִּמְיוּחָד, בִּמיוּחָד — bilhassa, çok, özelikle, özellikle - מוֹדֶרנִיזַציָה — modernleştirme - בְּצורָה אָחִידָה — aynı şekilde - enduringly (en) - בְּאוֹפֶן בָּרוּר, בּוֹטֶה — açıkça, düpedüz - alçalma, düşme, inme, küçülme - fevkalade, mükemmel - אַמִיץ, אַמִיץ לֵב, אָמִיץ — cesur - estéticamente (es) - נוֹרָא — dehşetle - אַמִיץ — cesur, yiğit - korkmuş - זִהוּם — kirletme, pisletme - ödlek - çekingen, korkak, ürkek - keyifsiz, korkak - בְּאוֹפֶן מַשׁפִּיל — sefilce - בְּשַחֲצָנוּת — azametle, kibirle - arrojadamente, atrevidamente, audazmente, bravamente, denodadamente, esforzadamente, valerosamente, valientemente (es) - בִּלְהִיטוּת — arzuyla, istekle - enamoradamente (es) - asiduamente, constantemente, diligentemente, sin disminuir (es) - בְּפִּקחוּת, בִּתבוּנָה — akıllıca, kurnazca - en broma, pícaramente (es) - austeramente, duramente (es) - בְּחַמדָנוּת — açgözlülükle, aç gözlülükle - בְטוּב לֵב — iyilikle, şefkatle - בְּגָלוּי, בְּקוֹצֵר רוּחַ — açıkça, dobra dobra, kabaca, saygısızca - boorishly (en) - bizarramente, dadivosamentre, generosamente, liberalmente, pródigamente (es) - בְּאוֹפֶן נִמרַץ, בְּמֶרֶץ, הֵיטֵב — canlı, dinç bir şekilde, faal - בְּצוּרָה בִּלְתִי פּוֹסֶקֶת, בִּרְצִיפוּת, לְלא הֶרֶף, ללֹא הֶפסֵק — aralıksız, aralıksız olarak, devamlı, devamlı olarak, durmadan, durmaksızın, mütemadiyen, sürekli, sürekli olarak - interminablemente (es) - düşüncesini değiştirmeyen, fikrinden dönmeyen, inatçı - בְּחוֹסֶר זְהִירוּת — dikkat etmeden, dikkatsiz bir şekilde, dikkatsizce - churlishly, surlily (en) - בְּאוֹפֶן לא רִשמִי, בִּשפַת הַדִבּוּר — konuşma dilinde, teklifsiz şekilde - sosegadamente (es) - לְהַתאִים ל-, לְסָגֶל, לְעַבֵּד — adapte etmek, intibak ettirmek, uyarlamak, uydurmak, uyum sağlamak - בשׂבִעוּת רָצוֹן עַצמִית — gönül rahatlığı ile - בְּאוֹפֵן מַקִיף — etraflıca, kapsamlı olarak - בְּמִילָה אַחַת, בְּקִיצוּר, בְּקִצוּר @@@בְּקִיצוּר$$$, בְּקִצוּר @@@בְּקִצוּר$$$, בְּתַמצִיתִיוּת, קִיצוּרוֹ שֶׁל דָבָר — kısaca, kısacası, özetle, özet olarak, sözün kısası, uzun sözün kısası - בְּצִינִיוּת — alaycı bir şekilde - בְּהִתנַשֵׂאוּת, בְּהִתנַשׂאוּת — büyüklük taslar biçimde, tepeden bakarak - בִּמבוּכָה — şaşkın bir şekilde - consequentially (en) - בְּצוּרָה בּוֹנָה — yapıcı bir şekilde - בְּאָדִישוּת, בְּקְרִירוּת — ilgisizce, kayıtsızca, oldukça soğuk bir şekilde, sakin bir şekilde - בְּאוֹפֶן לא סָבִיר, בְּמִידָה שֶלא תֵיאָמֵן, שֶׁלא לְהַאֲמִין — imkânsız bir şekilde, inanılmaz şekilde - בְּאוֹפֶן מְעוֹרֵר אֵימוּן — inanılır/güvenilir bir şekilde - בְּאוֹפֶן מִסתוֹרִי, כְּחִידָה — esrarengiz bir biçimde, esrarlı bir şekilde - אֵין סְפוֹר, אין ספור, לְאֵין סְפוֹר, רַב מִספוֹר, רבבה — defalarca, pek çok, sayısız - בְּצוּרָה מְהַנָה — çok güzel, çok hoş, harika - אוּלַי, אוּלָי, יִיתָכֵן - בְּאוֹפֶן מְגוּחָך, עַד כְּדֵי גִיחוּך — anlamsız derecede - תוֹך פְלִרטוּט — cilve yaparak - כְנָבַל — alçakça - מְפוֹרַט, מפורט — ayrıntılı - בְּאוֹפֶן נִתעַב — iğrenç bir şekilde - חָפוּז — gelişigüzel, üstünkörü - בְּאַכזָרִיוּת, מְאוֹד — alabildiğine, çok, şeytancasına - בְּאוֹפֶן נִתעַב — alçakça - çapla ilgili olarak, zıt olarak - בְּחָרִיצוּת — gayretle - בְּצוּרָה לֹא נְעִימָה, בְּצורָה לא נְעִימָה — hoş olmayan bir şekilde, terslikle - בְּאוֹפֶן מְבִיש, בְּאוֹפֶן מַחפִּיר, תוֹך פִּגִיעָה בַּשֵם הַטוֹב — alçakça, onur kıracak şekilde, şerefsizce, utanç verici şekilde, utanılacak şekilde - בְּגִילוּי לֵב, בְּגִלוּי לֵב, בְּכֵנוּת — açıkça, dobra dobra, içtenlikle, samimiyetle - disinterestedly (en) - בְּנֶאֱמָנוּת — sadakatla - בְּחוֹסֶר נֶאֱמָנוּת — vefasızca - בְּאוֹפֶן יַחַסִי, בְּאוֹפֶן פְּרוֹפוֹרציוֹניִ — orantılı olarak - בְּיִראַת כָּבוֹד, בְּכָבוֹד — saygılı bir şekilde, saygıyla - בְּחוֹסֶר כָּבוֹד — saygısızca - בְּדוֹגמָטִיוּת — dogmatik olarak, olduğu gibi - central (en) - בְּחוֹלמָנוּת — dalgın dalgın, rüyada gibi - בְּהִתלַהֲבוּת — kendinden geçercesine, kendinden geçerek - בְּצוּרָה מַפחִידָה — ürkütücü bir şekilde - effectually (en) - effectively, efficaciously (en) - dalga - בְּאָנוֹכִיוּת — bencilce, egoistçe - fazlasıyla, pek - equably (en) - bilgece - בְּהִתחַמקוּת — kaçamaklı bir şekilde, kaçınarak - בְאוֹפֶן סָדִיר — düzenli olarak - בְּצוּרָה לא שָווָה — ayırımcı bir tutumla - בְהַפרָזָה — aşırı olarak - expediently, inadvisably (en) - expensively (en) - exponentially (en) - ablandamiento, alivio, atenuación, mitigación (es) - ülkeler arasında huzur - apertura, expansión, liberalización (es) - בידידות — dostça - בְּקַנָאוּת פָנָאטִית — bağnazca, fanatik bir şekilde - לְלְא פְּגָם — kusursuz bir şekilde - flabbily (en) - בְּנוֹקשוּת — bükülmez şekilde - בּעוֹצמָה רַבָּה — kuvvetle - filizlenmek, gelişmeye başlamak, tomurcuklanmak - formidable (es) - אוֹפייָנִי, יִיחוּדִי, מְאַפיֵין — karakteristik, kendine özgü, tipik - gluttonously (en) - בְּזוֹהָר — parlak/görkemli bir şekilde - gratuitously (en) - crasamente (es) - בְּאוֹפֵן מְגוּחָך — acayip bir şekilde - gönülsüz bir şekilde - בָּהִיר — açık - בְּהַרמוֹניָה — uymlu bir şekilde - בִּפזִיזוּת — acelece, düşüncesizce, hesapsızca - בְּחוֹסֶר זְהִירוּת — dikkatsizce - לְלֹא רַחמָנוּת — duygusuzca - בִּגְבוּרָה — kahramanca, yiğitçe - בְּאוֹפֶן מָבעִית — iğrenç bir şekilde - בְּצוּרָה הִיגייֶנִית — sağlık kurallarına uygun olarak - אִיחוּד — birleşme, birleştirme, tevhid - אִיחוּד מְחָדָש — toplanma - בְּבַטָלָה, בְּעַצלוּת — aylakça, tembelce, tembel tembel - הַפרָעָה, שִיבוּש — ara verme, duraklama, engelleme, engel olma, fasıla, gürültü, inkıta, karışma, kesinti, kesintiye uğratan şey, patırtı, sekte vurma - imperativamente, imperiosamente (es) - בְּחוּצפָּה — arsızca, arsızlıkla, küstahça, yüzsüzce, yüzsüzlükle - בְּאוֹפֶן אִימפּוּלסִיבִי, בִּפזִיזוּת — aceleyle, düşüncesizce - absolutamente, en todo caso (es) - בְּחוֹסֶר זְהִירוּת וְחָכמָה — tedbirsizce - בְּדֶרֶך שֶׁאֵין דוֹמֶה לָה — eşsiz bir şekilde - discretamente (es) - temizlenme - indolentemente (es) - industriously (en) - בְּחָכמָה — dahice, zekice - מְטִבעוֹ — aslında - uygunsuzca - בָּרֶגָע הַנָכוֹן — tam zamanında, uygun anda - sinsice - לְפַשֵט — basitleştirmek - בְּחֲרִיפוּת — hevesle, şiddetle - בְּעָמָל רַב — büyük çaba sarfederek - בְּלֵאוּת — isteksizce - languishingly, languorously (en) - indecentemente, obscenamente (es) - בְּאוֹפֶן מְעוֹרֵר צְחוֹק, מְטוּפָּש, עַד כְּדֵי גִיחוּך, עַד כְּדֵי גִּיחוּך — gülünç/tuhaf bir şekilde, gülünç bir şekilde, komik denecek kadar, saçma bir şekilde - בְּרַחֲמָנוּת — hoşgörüyle - düzenlemek, harcamak, sendikalaştırmak - חָלַק, נָקִי — düzgün, pürüzsüz, temiz, tertipli - זַך, נָקִי מְאוֹד — lekesiz, tertemiz - lúgubremente, siniestramente (es) - בְּהוֹד וְהָדָר — haşmetle, muhteşem bir şekilde - istismar, kullanma, sömürü - drippily, mawkishly (en) - הִתאַכזרוּת — eziyet, kötü davranma - רְדִיפָה — eziyet, işkence etme, zulüm - caza de brujas (es) - לְלֹא רַחֲמִים, לְלא רַחֵם — acımasız bir şekilde, acımasızca, insafsızca - macartismo (es) - hayret verici, şaşırtıcı, sersemletici - titizlikle - בְּדֶרֶך נֵס — mucize gibi - מַעֲבִיר אוֹר — açık, belli, yarı saydam, yarı şeffaf - בְּמַבָּט אוּמלָל — kötü/berbat şekilde - מִפלָט מִן הַמְצִיאוּת — gerçeklerden kaçış, kaçma, kaçınmacılık, kaçış - בְמוֹנוֹטוֹנִיוּת — tekdüze bir şekilde - bulanık, çamurlu, karışık, tortulu, yoğun - כְּחָלָב — süt gibi - narrow-mindedly, small-mindedly (en) - חַד, מְתוּחכָּם, פִּקֵח @@@פִּיקֵח$$$ — akıllı, cin gibi, keskin, kurnaz - close, near, nigh (en) - objektif olarak, tarafsızca - בְּהִתרַפּסוּת, בִּכְּנִיעָה — dalkavuklukla, köle gibi - בְּשֶפָע — zenginlik içinde - בְּרַאַוותַנוּת — gösterişle - enveloping (en) - אִינטִימִי, יְדִיד נֶפֶש, קָרוֹב — candan, çok samimî, yakın - pertinently (en) - cachazudamente (es) - pithily, sententiously (en) - בְּאוֹפֶן מְעוֹרֵר רַחָמִים, בְּצוּרָה מְעוֹרֵרת רַחָמִים — acınacak hâlde - לַשָווא — amaçsızca - pretencioso (es) - unpretentiously (en) - דֵי — güzelce - prosaicamente (es) - בְּצוּרָה חַלָשָה — mecalsiz bir şekilde - בְּאוֹפֶן מוּזָר, בּאוֹפֶן מוּזָר — acayip bir şekilde, garip şekilde, tuhafça, tuhaf şekilde - בְּשֶׁקֶט, בְּשַלווָה, בְּשָׁלווָה, בְּשָלווָה, בְּשֶׁקֶט, בְּשַׁלווָה, לְלא אַלִימוּת — dinlenerek, huzur içinde, huzurla, rahatça, sakince, sakin sakin, sessizce, soğukkanlılıkla - tamamlamak - relevantly (en) - בְּאוֹפֶן הַמוֹסִיף כָּבוֹד — güvenilir/inanılır bir şekilde - saygıyla - kuvvetle - ferah - kasılmış, kramp girmiş, okunaksız, sıkışık - @@@נוֹח$$$, נֹח — konforlu, rahat - endişe verici, huzur kaçırıcı - בְּחוּשָׁנִיוּת — duygusal olarak - בְּחוּשָׁנִיוּת — şehvetle - huzurla - mütenasip, orantılı - shallowly (en) - democratic, popular (en) - frequent (en) - general (en) - normal - ustaca - חָרִיג, מְיוּחָד — müstesna, olağanüstü - נָדִיר — ender, nadide, nadir - olağandışı - רָגִיל — alışılmış, her zamanki, olağan - נָהוּג, קָבוּע, רָגִיל, רָגִיל ל- — âdet olan, alışılmış, herzamanki, her zamanki, mutat, olağan - פָּשוּט, רָגִיל — basit, ortak, sıradan, toplu - בְּלִכלוּך — alçakça - מְסוּיָם — belirli, belli - שֶׁלָהֵם — herkes kendi, kendi - ayrı - מָלֶא הַבָּעָה — anlamlı - חֲסַר הַבָּעָה — ifadesiz - kesnlikle, sıkı biçimde - superlatively (en) - sneakily, surreptitiously (en) - בִּמתִיקוּת, במתיקות — tatlı tatlı - tácitamente (es) - por telégrafo, telegráficamente (es) - בְּעֲדִינוּת — şefkatle - עַל פִּי הַמָסוֹרֶת — geleneksel olarak - מוּכשָׁר, נִמרָץ — becerikli, yetenekli - huysuz, mızmız, şikâyetçi, söylenen, sızlanan, yakınan - protestan - unbearably (en) - לְהַמרִיץ — heves uyandırmak, uyarmak - מוּשׁלָם — adamakıllı, tam - לְלא הִסתַייגוּת — içtenlikle, kayıtsız şartsız bir şekilde - מְקִיף — yorucu - כּוֹלֵל — toplam, tüm - בְּאוֹפֶן שֶׁאֵינוֹ רָאוּי — lâyık olmaksızın - incomplete, uncomplete (en) - yararlı bir şekilde - בְּאוֹמֶץ — yiğitçe - vehementemente (es) - בְּצוּרָה רַעָה מְאוֹד — iğrenç bir şekilde - con voracidad, vorazmente (es) - ansiklopedik - genel, sınırsız, tam - wholeheartedly (en) - בִּשנִינוּת — hazırcevaplılıkla, nükteli, zekîce - accessible, approachable (en) - kolaylaştırmak - ayrıca, bir de, gerçekten - conyugalmente (es) - dingily, grubbily, grungily (en) - בִּמיוּחָד — özellikle, özel olarak - al instante, de inmediato, inmediatamente, instantáneamente, ya (es) - יְשִירוֹת — doğrudan, dosdoğru - תַמצִיתִי — kısa ve öz - epigram tarzında, hicivli, nükteli - קוֹמפַּקטִי, תָמצִיתִי — küçük, kısa, özlü, ufak ve derli toplu - בּוֹטֶה, קָצַר — kaba, nezaketsizce kısa - אָרוֹך ומְשַעֲמֵם — bıktıracak kadar uzun - eróticamente (es) - הֶרֶס — hasar, yıkım - בָּלָגָן, מְחָאָה, תַהפּוּכָה — gürültü, kargaşa, karışıklık, patırtı, velvele, yaygara - הִתרַגשוּת — kargaşa, karışıklık - הוֹמֶה אָדַם, צָפוּף מִדַי — aşırı kalabalık, kalabalık, tıklım tıklım dolu - לא תוֹאֵם/הוֹלֵם — aykırı, tuhaf, uymaz - boludez, ganga (es) - אנוס - servis - önde gelen, önemli - מַחפִּיר — apaçık, aşikâr, gün gibi ortada - asunto inconcluso (es) - constant (en) - חוֹזֵר וְנִשנָה, חוֹזֵר עַל עַצמוֹ- — biteviye, mükerrer, tekdüze, tekrarlayan - arada sırada görülen, aralıklı, ara sıra olan, tek tük - tanımak - וַכּחָן — kavgacı, münakaşacı - לְהַכִּיר — bilmek, tanımak - מְקוּבָּל — alışılagelmiş, alışılmış, geleneksel, konvansiyonel, normal, olağan - alışılmış, geleneksel, klasik, standart - מוּזָר מאוֹד, מוזר, מוזרה — acayip, ayrıksı, egzantrik, eksantrik, garip, tuhaf - dificultad, disgusto, problema (es) - משמָעוּתִי, נִיכָּר — bir hayli, epeyce - נִיכָּר — gözle görülür, kayda değer - insignificant, undistinguished (en) - şaşırtmak - אַבִּירִי — kibar, nazik - קְצָר רוּח — kaba, saygısız, ters - לא מְנוּמָס — kaba - אָמִין, מְהֵימַן — güvenilir, inanılabilir, inanılır - לא יְאוּמָן, פַנטַסטִי, שֶלא יֵיאָמֵן — akıl almaz, görülmemiş, inanılmaz - נוֹקֵב — incitici, kırıcı - kritik - ciddi, önemli - crucial, important (en) - hükmü kalmamış, modası geçmiş, zaman aşımına uğramış - הִתייַשֵן — modası geçmiş - מְקוּלַל, מקולל, מקוללת — lânetlenmiş, lânetli - רָעוּע, רָעוּעַ, רוֹעֵד — çürük, döküntü, gevşek, harap, köhne, sallantılı, yıkılacak durumda, yıkılmaya yüz tutmuş - גַס, הֲמוֹנִי, חָמוּר — adî, çok berbat, kaba, terbiyesiz - שָלֵיו — ağır başlı, ciddi, sabit, sakin, vakur - belirsiz, müphem, tanımlanmamış - primary (en) - indudable (es) - תּוֹבעָנִי, תוֹבעָנִי — beklentileri yüksek, güç beğenen, titiz, zorlu - katı - דָחוּף — acele, acil, ivedi - שְרִירוּתִי, שרירותי, שרירותית — keyfî - לחשב — düşünmek, sanmak, tahmin etmek - אָמִין — güvenilir - desviación (es) - bağımlı, tabi - hafif suç - עַצמָאִי — bağımsız, hür, özgür - בִּזבּוּז רַאֲוותָנִי — müsriflik - desirable (en) - faul, hainlik, kurallara aykırı oyun, suikâst - מְעוֹרֵר קִנאָה, רצוי — gıpta edilecek, kıskanılacak - חִילוּל הַקוֹדֵש — kutsal şeylere saygısızlık - עָדִיף — tercih edilir/olunur - פּוֹרנוֹגרָפיָה, פורנוגרפיה — porno, pornografi, seks filmi - pay (en) - kıskançlık - בְּעַיָתִי, קָשֶה, קָשֶׁה — ağır, zahmetli - cólera, enfado, enojo, ira (es) - gluttony, gula, overeating (en) - בְּעָיָה מְבִיכָה — zor - serious (en) - מַטרִיד — baş belâsı, belâlı, bıktırıcı, külfetli, musibet, sıkıntılı, zahmetli - basit, kolay - יְסוֹדִי, פָּשוּט — basit, yalın - חָלַקלַק — aşırı nazik - שַׁקדָן — azimli, çalışkan - שֶׁאֵינוֹ יוֹדֵע לְאוּת — yorulmaz - dikkatsiz, gafil, ihmalci, savsak - directo (es) - marcaje (es) - good (en) - selectivo (es) - לא בָּרוּר — belli belirsiz, hayal meyal - general (en) - בְּסַכָנָה, מְסוּכַּן, סַכָּנָה — büyük tehlike, risk, riziko, tehlike - דומיננטי, שוֹלֵט, שוֹלֶט — başat, baskın, dominant, egemen, hakim, hâkim, hükmeden, mütehakkim, üstün - חָד — acı, keskin, şiddetli - אֱמצָעִי הֲגַנָה — korunma aracı, savunma yöntemi - değişen - gelişmemiş, tam oluşmamış, yeni başlamış - yüzleştirmek - יָעִיל, מַרשִׁים — etkileyici, etkili, etkin, kullanışlı, randımanlı, yararlı - זְמִניים קָשִים, מְפָרֵך, מסובך, מתיש, קָשֶה, קשה — çok yorucu, çok zor, güç, güç ve yorucu, zahmetli, zor - büyük - facile (en) - gelişigüzellik, herkesle beraber olma, karışıklık, önüne gelenle yatma - ekonomik, hesaplı - זָרִיז — hızlı - דְרָסטִי, דרסטי — âcil, sert - ünlem ifade eden, ünlem niteliğinde olan - güçlü - חַסַר טַקט — beceriksiz, düşüncesiz, kaba saba, münasebetsiz, patavatsız, savruk - exportable (es) - נִלהַב — hevesli, şevkli - מָסוּר, נִלהָב, קַנַאי — can atan, çok istekli, çoşkulu, hevesli - לְהַחֲנִיף, לְהַחמִיא, לְהַחנִיף — dalkavukluk yapmak, olduğundan iyi göstermek, pohpohlamak, yağ çekmek, yağlamak - tek anlamlı - belli bir gruba hitap eden, ezoterik, gizli, özel - מוּבָן בְּקוֹשִׁי, סָתוּם — anlaşılması zor, çapraşık - esrarlı, gizli, sır dolu - anlaşılır, genel, harici, sıradan - בְּסִיסִי — asli, başlangıç düzeyinde - מְעוּדָן — kibar, örtmeceli - לא מְלוּטָש, קָרוֹב — tahminî, yaklaşık - free, liberal, loose (en) - heyecanlandırıcı, nefes kesen, olağanüstü - נִיצוּל לְרָעָה, ניצול לרעה — kötüye kullanmak, suiistimal etmek - pahalı - יָקַר, יָקָר — kazık - overpriced (en) - לא יָקָר — ucuz - capitalización (es) - חֲסַר נִיסָיוֹן, חַסר נִיסָיוֹן, טִירוֹן, “יָרוֹק” — acemi, deneyimsiz, tecrübesiz - לְהַבְהִיר, לְהַבהִיר — açıklamak, açıklığa kavuşturmak, aydınlatmak - פְּנִימִי — gizli, özel - הוֹגֶן — adil, tarafsız - aşina olmayan - לַצֵאת מִן הָאוֹפנָה, מְיוּשָׁן, עָתִיק, שַׁמרָנִי — antika, demode, eski moda, modası geçmiş - לֹא אָפנָתִי — kılıksız, modası geçmiş - יוּקרָתִי — şık kibar - מִיַדִי, מִיָדִי, מִייָדִי — acil, anî, anlık, derhal olan, hemencecik, ivedi - בָּרֵרָן — kılı kırk yaran, titiz - seçici - שְׁמַנמַן, שמַנמַן — tombalak, tombul - שָּמֵן, שָׁמֶן מְאוֹד — çok şişman, şişman - הִרזָה, כָּחוּש, צנום — bir deri bir kemik, çok ince, cılız, kemikli, sıska, zayıf - düzenleme, organizasyon - tekrar, tekrarlama, tekrarlanma, yineleme - copiado, mimetización, traslación (es) - üreme - הִתעקשוּת, הַתמָדָה — azim, sebat, ısrar - יְסוֹדִי — temel - פּוּלחָן — ritüel, tören - בְכּוֹשֶר, בָּרִיא — iyi, sağlıklı, sıhhatli, yapıcı, zinde - askerliğe uygun, güçlü kuvvetli, sağlam - לְהַדגִיש, לְהָדגִיש, לִמתוֹחַ קַו תַחַת- — altını çizmek, üzerinde önemle durmak, vurgulamak - fosilizado, petrificado (es) - vurgulamak - בּלתִי מִתפַּשֵר — uzlaşmaz - extranjero, extraño (es) - טִקסִי — resmî - הַפסֵק — dinlenme, hareketsizlik, işlemeyiş, istirahat - good, well (en) - הִנָזרוּת @@@הִינָזרוּת$$$ — imtina, uzak durma - גוֹרָלִי — kötü, talihsiz - פנוי — özgür, serbest - occasional (en) - fresh (en) - “חַם מְהַתָנוּר” — pek yeni, taze - חָבִיב, לְבָבִי — canayakın, candan, hoş, nazik, samimî, sevgi dolu, sevimli - çatık kaşlı, sarkık kaşlı - יַיצרָנִי, פּוֹרֶה — üretken, verimli - סָתוּם — aşırı kalabalık - mere (en) - such, such that (en) - מְסוּיָם — belirli, özel, özgül, spesifik - local (en) - technical (en) - obediencia, respeto (es) - חוֹפשִׁי, נָדִיב, נדיב, פַּזרָן — büyük miktarda, cömert, eli açık - bol, esirgenmemiş, kısıtlanmamış, sınırsız - görevin aksatılması, kötü yönetim - מְרוּשָׁע, עלוב, רַע — fakir, huysuz, kötü huylu, yoksul - pobrísimo (es) - gönlü yüce, yüce gönüllü - iyi - sintético (es) - טוב, טובה, לָחוּש טוֹב, מְהַנֶה, מְצוּיָן, מהנה, מוֹעִיל, מוֹעִיל ל-, נָעִים — faydalı, güzel, hayırlı, hoş, sağlam, yararlı - מִתקַבֶּל — hoş - מַתאִים — münasip, müsait, uygun - פִּיוּס — sakinleştirme, yatıştırma - גָרוּע — berbat - aplacamiento, conciliación, propiciación (es) - negative (en) - הֶגיוֹנִי, טוב, טובה, מִתייַחֵס יפה אך- — iyi, nazik, uygun - white (en) - מַגיָה שחוֹרָה — kötü - אַכזָרִי, בִּלתִי סָבִיר, מְחוּכָּם, רָשָע — acımasız, akıl almaz, saygısız, şeytanca, zalim - haince, şeytanca - bristly, prickly, splenetic, waspish (en) - כּוֹעֵס, ממורמר, רַטנָנִי — asık suratlı, dargın, huysuz, kızgın - עֲצבַּנִי — aksi, huysuz - אָפֵל וִּמסתוֹרִי, זוֹעֵף, מביט בזעם, סַר וְזָעֵף, עצוב — huysuz, kötü, öfkeli, somurtkan, suratsız, suratı asık, ters - רַגזָנִי — aksi, kaba, ters - gradual (en) - פִּתאוֹמִי — ani, anî, apansız - ağırlaştırma, kötüleştirme, kızdırma - הֲרֵה אָסוֹן, הַרסָנִי — feci, felâkete neden olan, felâket getiren, korkunç - karışma - נֶאֱמָן — sözüne sadık kalma - ağır - yeğni - heavy (en) - כָּבֵד, לְהַכבִּיד — güç, külfetli, zor - can sıkıcı, endişe verici, rahatsız edici, üzücü - bakmak - ağır, büyük, şiddetli - hafif - הוֹמוֹגֶנִי — benzer, homojen, türdeş - beneficio, favor (es) - beau geste (en) - atención (es) - גָבוֹה — pahalı, yüksek - גִיוּס — seferberlik - אֵיזוֹר נָמוּך, נָמוּך — alçak, alt, düşük, düşük rakımlı, ucuz - נְקָמָה, נֶקָמָה, נקמה, רָצוֹן לִנקָמָה, תַּגמוּל — intikam, intikam arzusu, misilleme, öç - yüksek - az, düşük - high, high-pitched (en) - הִשתַדלוּת, הִתעָרבוּת — aracılık etme, araya girme, müdahale, şefaat - חִידוּש — uzatma, yenileme - içten - מַטעֶה — yanıltıcı - içine girmek - kanal, yol - welcoming (en) - חַם — sıcak - קָר — soğuk, üşümüş - קַר וְשוֹמֵם — çıplak, soğuk ve korunmasız - צוֹנֵן — arkadaşça duygulardan yoksun, soğuk - עַל-אֶנוֹשִי — insanüstü - אֶנוֹשִׁי — insanca, insancıl, insani - חַייָתִי — hayvanca, hayvan gibi - הִשתָטוּת — soytarı gibi - מְבַדֶר, מְגוֹחָך, מְשַעֲשֵע, מַצחִיק — eğlendirici, güldürücü, gülünç, hoş - acayip, garip, gülünç, komik, tuhaf - מַצחִיק מְאוֹד — çok matrak, kahkahalara boğan - פִּיקֵח, שָנוּן — hazır cevap, keskin zekâlı, nükteli - חפוּז — aceleye gelmiş, telâşla yapılmış - חָשוּב, כְּבָד מִשקָל, מַהוּתִי — anlamlı, büyük, ehemmiyetli - büyük, önemli - בְּסִיסִי, חִיוּנִי, חַשמָן, עִקָרִי @@@עִיקָרִי$$$ — ana, en önemli, esas, temel - בָּכִיר, חָשוּב, עִיקָרִי, רָאשִי — ana, asıl, başlıca, çok önemli, en önemli, esas, temel, yüksek - הִיסטוֹרִי — tarihî - ciddi - estratégico (es) - בַּעַל עֵרֶך — değerli, kıymetli - işe yaramaz, küçük, önemsiz - מְעוֹרֵר יִרְאָה — tüyler ürpertici, ürkütücü - מַרהִיב, נֶהֱדָר — muhteşem - çökmekte olan, çökmüş, gerileyen, yıkılmış - informado (es) - מְאוּכלַס — kalabalaık - חַף מִפֶּשָע — kabahatsız, suçsuz - מְחָנֵך — aydınlatıcı, öğretici - entelektüel, entellektüel - נָבוֹן — akıllı, akıllıca, zeki, zekice - מְעַנייֵן — enteresan, ilgi çekici, ilginç - מְסַקרֵן, מְרַתֵק — ilgi çekici, sürükleyici - מְייַגֵע, מְשַעֲמֵם, מְשָעֲמֵם, שוֹחֵק — can sıkıcı, çok sıkıcı, ilginç olmayan, sıkıntı verici, yavan - dış, dıştan gelen, eğreti, geçici, ikincil - adventitious (en) - depresif - bitter (en) - acıklı, asık suratlı, hazin, kasvetli - יַדוּע, יָדוּע, מְפוּרסָם, מַזהִיר — meşhur, şöhretli, tanınmış, ünlü - בּגוֹדֶל שֶל גֶבֶר, גָדוֹל — büyük boy, erkek boy, geniş, kocaman - רַחָב, רָחַב, רוֹחַב — ... eninde, ... genişliğinde, enli, geniş - גָדוֹל, מְגוּשָם — ağır, kocaman, taşınması zor - מְרוָּוח, מְרוּוַח, מְרוּוָח, מרוּוַח — büyük, ferah, geniş - מַדהִים, עֲנָקִי — çok büyük, dev gibi, muazzam - עֲנָקִי — çok büyük, muazzam - ענקי — çok büyük, dev gibi - עֲנָקִי — dev gibi - עֲצוּם, עָצוּם — çok büyük, kocaman, muazzam, uçsuz bucaksız - עָצוּם — çok büyük, kocaman - קָטָן, קטן — küçük - זָעִיר, מִיקרוֹ-, מיקרו, קָטָן, קטנטן /ktantan/ — çok küçük, çıtı pıtı, küçücük, küçük, mini, minik, ufak, ufak tefek ve bakımlı - זָעִיר, זעיר, מפורט, סִמלִי — az, çok küçük, pek az, sembolik - שוֹנֵה מ-, שוֹנֶה — ...-den farklı, ayrı, benzemeyen, farklı - לא גָדוֹל, מִשנִי, קָטָן — küçük çaplı, mütevazı, önemsiz, ufak, ufak çaplı - local (en) - !פועלי כל העולם התאחדו, he, lang, אָרוֹך מְאוֹד, מְמוּשָך — birleşin!, bütün ülkelerin işçileri, çok uzun, uzayıp giden, uzun süren, uzun uzadıya - עָמִיד — devamlı, nihayetinde, sürekli, tükenmeyen - לָנֶצַח — bitmek bilmeyen, sonsuz, sürekli - קָצַר, קָצָר — az, kısa - לְרֶגָע — bir anlık - çınlayan, dolgun, ses çıkaran, ses veren, tantanalı, tınlayan, yankılı - בְּחִיבָּה ִ — kendini sevdiren, sevimli - חִיבּוּקי — insanın içine sokası gelen, şirin - גָרוּע, דוֹחֶה, מַגעִיל, נִתעָב — berbat, iğrenç - niño de sus ojos (es) - אוֹהֵב- — seven - אוֹהֵב, רַחֲמָן, רוֹחֵש חִיבָּה — düşkün, sevecen, sevgi dolu, yumuşak - düşkün - major (en) - minor (en) - ehemmiyetsiz, önemsiz - kadın gibi, kadınsı - יָלדוּתִי — çocukca, çocuksu - demasiado maduro, pasado (es) - הַגָדוֹל — azami, en büyük, maksimum - הַקָטַן/הַנָמוּך בְּיוֹתֵר, מִינִימוּם, קָטַן מְאוֹד — asgari, asgarî düzeyde, çok az, en az, minimum - anlamlı - anlamsız - חֲסַר רַחֲמִים — acımasız - אָכְזַר, בִלתִי פּוֹסֵק, בִּלתִי פּוֹסֵק, חֲסַר רַחָמִים, חסר רחמים, קָשוּח, רֶצַח בְּדָם קָר — acımasız, aman vermez, insafsız, kalpsiz, katı kalpli, merhametsiz - קַל — hafif, mutedil - אִינטנסִיבִי — yoğun - חָמוּר — acaip, ağır, çok kötü, fantastik, feci, inanılmaz, korkunç, müthiş, olağanüstü - strong (en) - attract, draw, draw in, pull, pull in (en) - לא סָבִיר, מוּגזָם, מוּפרָז — aşırı - מוּפקָע, מוּפרָז — aşırı yüksek, çok pahalı - אוּלטרָה-, יְסוֹדִי, עַל- — ... ötesi, aşırı, köklü, radikal - sin pretensiones (es) - הוֹלֵל, לְהִתנָוֵון, מוּפקָר, מוּשחָת — ahlâksız, çapkın, dejenere olmuş, yozlaşmış, zampara - bir hayli, bir yığın - רַבִּים — pek çok, sayısız - az - עוֹלמִי — Dünya çapında - doğal - של רוח רפאים — hayalet gibi - סוֹפִי — sonuç/netice olarak, sonunda - son - חָרִיג — anormal - uysal - clear, open (en) - פָּנוּי — boş - דוֹחֶה, לִשׂנוֹא, מְתוֹעָב — iğrenç, tiksindirici - לֹא נָעִים, מַגעִיל — antipatik, berbat, iğrenç, tatsız, tiksinç, tiksindirici - לְחַדֵש — yenilemek - eski, önceki - חָדָש, נָקִי — temiz - recent (en) - בְּגִיל, זָקֶן, קָשִיש — ...yaşında, yaşlanmış, yaşlı, yaşlıca, yaşını başını almış - לְבַצֵע בַּהַצלָחָה, לְבָצֵע, לְהַשִׂיג — başarmak, ifa etmek, uygulamak, yapmak, yerine getirmek - בַּזמַן הַנָכוֹן - מְמוּצָע — sıradan - בֵּינוֹנִי, טוב לְמַדַי, מְמוּצָע — oldukça iyi, orta - normal, olağan, standart - רָגִיל — olağan, sıradan - אַגָדִי, אַדִיר, יָפֶה מְאוֹד, מַדהִים, נִפלָא, עָצוּם — çok büyük, görülmemiş, harika, kocaman, muazzam, olağanüstü, şahane - holistic (en) - מְקוֹרִי — orijinal, özgün, yaratıcı - yeni - innovador (es) - נָדוֹש — basma kalıp, bayat - אוֹרתוֹדוֹקסִי, שַמרָנִי — onaylanmış, ortodoks, yerleşik - iconoclasta (es) - גָלוּי — açık, apaçık, aşikâr, meydanda - קִיצוֹנִי — aşırı düşkün, fanatik - נוֹכֵחִי — bugünkü, bu günkü, mevcut, şimdiki, şu andaki - irenic (en) - חַד, חוֹדֵר, צְלִיל חָד — keskin, şiddetli, tiz - קָבוּעַ — sürekli - transitorio (es) - eğreti, fani, geçici, süreksiz - fani, gözden kaybolan, unutulup giden - מְבוּלבַּל — şaşırmış - הָמוּם — şaşkın, şaşırmış - אִישִי, פְּרָטִי — kişisel, özel, şahsî - assure, reassure (en) - ערום, פָּשוּט, רַק — basit, çıplak, kolay, sade, sadece - basit - מְהַנֶה, מְהָנֵה — hoş, zevkli, zevk verici - מְהַנֶה — güzel, harika, hoş - azaltmak - מְבָדֵר — eğlendirici - eğlendirici, oyalayıcı - וַדָאִי, חִיוּבִי, מִטעָן חִיוּבִי, מִספָּר חִיוּבִי — artı yüklü, kesin, olumlu, pozitif, sıfırdan büyük - לְהִתעַלֵל ב-, לִפגוֹע בְּרִגשוֹת ה- — dehşete düşürmek, müthiş öfkelendirmek - menfi, negatif, olumsuz - nötr - tatmin etmek - לא מַעֲשִׂי — uygulanamaz, yapılamaz - חָזָק, חזק — etkili, güçlü, koyu, kuvvetli, müessir, sert, tesirli - cesaretini kırmak - hissedilir, kuvvetli - güçlü - חֲסַר כּוֹח — güçsüz, zayıf - büyük, mühim, önemli - tam - מְנוּפָח — görkemli, kurumlu - הַשֵנִי, מִשנִי — ikincil, orta, tali - auxiliary, subsidiary, supplemental, supplementary (en) - temel - private (en) - חסוי, חסויה, סוֹדִי — gizli - public (en) - open (en) - verimli - לְלא תוֹצָאוֹת, לַשָווא — boş, etkisiz, faydasız, nafile, sonuçsuz, yararsız - מִשתַלֵם — çok kârlı - יָפַה, מַתאִים, נֶחמָד, נָאֶה, נָאַה — çekici, dürüst, edebe uygun, güzel, nazik, sevimli - מְעוּדָן, קַפּדָנִי — bağnaz, çok ciddî, son derece tutucu - protective (en) - יהיר, יהירה, מַחשִׁיב אֶת עַצמוֹ יוֹתֵר מִדַי, שַחֲצָן — böbürlenen, kendini beğenmiş, kibirli - יָהִיר, נִשגָב — kendini beğenmiş, kibirli, mağrur - יָהִיר, מִתרַברֵב — gururlu, kendini beğenmiş, kibirli - טָהוֹר, לא מָהוּל — buzsuz, masum, sade, saf, susuz, temiz - düzenli, kullanılmamış - alleged, so-called, supposed (en) - doğruluğu şüpheli, sahte, uydurma - חָשוּד, מְסוֹכֵך, מְפוּקפָּק — gölgeli, güvenilmez, karanlık, kuşkulu, kuşku yaratan, şüpheli, şüphe uyandıran - רַעֲשָנִי — gürültücü, gürültülü - מַרגִיע, קַר רוּח, שָלֵיו — dinlendirici, huzur veren, rahat, sakin, sakinleştirici, soğukkanlı - מְשָׁבֵּש, סוֹעֵר, רוֹעֵש — engelleyici, gürültülü, patırtılı, yıkıcı - orderly, systematic (en) - pişkin - kafkaesque (en) - gerçeküstü - בָּרִיא — sağlam, sağlıklı - גָסוּת, טִיפֵּש, פֶּרֶא-אָדָם — ahmak, hödük, kaba/görgüsüz, kaba saba - גָס, מְחוּספַּס — kaba, pürüzlü, terbiyesiz - מְטוּפַּש, מְשוּגָע, מוּחלַט — ahmak, ahmakça, aptal, aptalca, duygusuz - düzenli - irrelevant (en) - hatırı sayılır, saygıdeğer, saygın - בָּזוּי, יָדוּע לְשִמצָה, נוֹדָע לְשִמצָה — adı çıkmış, adı kötüye çıkmış, kötü şöhretli, rezil - araları yapılabilir, barıştırılabilir, uzlaştırılabilir - נָחוּש — kararlı - başkasının karşısına çıkmaya uygun - sorumlu - מְתַגמֵל — doyurucu, tatminkâr - שֶׁל נוֹאָמִים — güzel konuşmayla ilgili - nabız atışına benzeyen, titreşen, titreşimli - אָמִיד, עָשִיר, עָשִׁיר — fakir/zengin, varlıklı, zengin - חַי בִּרווָחָה — hali vakti yerinde, oldukça zengin - fakir, fukara, yoksul - מְרוּשַש — beş parasız, meteliksiz, yolsuz, züğürt - חֲסַר כּוֹל, נִצרַך — fakir, muhtaç, yoksul - בִּמצוּקָה כַּספִּית, חֲסַר פְּרוטָה — beş parasız, meteliksiz, parasız, yolsuz - מְפוֹאָר, שוֹפֵע — lüks, pahalı, zengin - בָּרִיא — güçlü, kuvvetli, sağlam - גָדוֹל וְחָזָק, חָזַק, חָסוֹן, שְׁרִירִי, שרִירִי — adaleli, dalyan gibi, güçlü kuvvetli, iri ve güçlü, iri yarı - kırsal, pastoral - tehlikeli - מְסוּכַּן, מְסוּכָּן, מסוכן, מסוכנת — çok tehlikeli, tehlikeli - אוֹבדָנִי, הַרסָנִי — çok tehlikeli, intihar eğiliminde - מְגוּוָנִים — çeşitli, değişik, farklı, muhtelif - דוֹמֶה — benzer, mümasil, müşabih - מְשׁוּגָע, מְשוּגָע, שֶׁל אֶגוֹזִים — çatlak, cevizli, deli, fındıklı, fındık ya da ceviz tadı olan, kaçık, kontroldan çıkmış, sapıtmış - manyak - נוֹקֵב, סַרקַסטִי — alaycı - מָרִיר — biraz alaycı - סָטִירִי — alaycı, hicveden - לא מַשׂבִּיע רָצוֹן — tatmin etmeyen, yetersiz - מְאָכזֵב, מאכזב — can sıkıcı, düş kırıklığına neden olan - קַפּדָן — kuralcı, mızmız - alim, bilge, bilgili, bilgin, bilimsel - çekici - אָנוֹכִי — bencil, egoist - self-seeking, self-serving (en) - cinsel istek uyandıran, erojen - הִיגייֶנִי — hijyenik, sağlık kurallarına uygun - extraneous, foreign (en) - ciddi - לא רְצִינִי — boş, ciddi olmayan, saçma, saçma sapan, yararsız - שוֹבָב — afacan, cin gibi, yaramaz - רְצִינִי — ciddî - open, undecided, undetermined, unresolved (en) - נוֹטֶה לְפלַרטֵט — cilveleşen, flört eden - אֶרוֹטִי — cinsel istek uyandıran, erotik - blue, gamey, gamy, juicy, naughty, racy, risque, spicy (en) - şehvet düşkünü, seks düşkünü - arzulu, şehvet düşkünü, şehvetli - לְהִרָאוֹת, לְהֵירָאוֹת, לְהצִיג — çıkmak - parecer (es) - לְהַראוֹת, לְהָצִיג — anlatmak, göstermek - לְהִתרַברֵב, לְהָראוֹת בְּגַאֲווָה — caka satmak, gösteriş yapmak - חַד-עַיִן — kartal gözlü, şahin bakışlı - מַשמַעוּתִי — anlamlı, önemli - חֲסַר עֵרֶך — ehemmiyetsiz, önemsiz - yalın - ana, başlıca, esas, temel - karmaşık - מְסוּבָּך, מְעוֹרָב, מוּרכָּב — çapraşık, karmaşık, komplike, zor - dalkavukluk gibi, yağcı gibi - בּוֹדֵד, יחיד — sadece, tek, tek bir - בָקִיא, טוֹב ב-, טוב, טובה, מְיוּמָן, מוּכְשָר, מוּכשָר, מוּכשָׁר, מוּמחֶה, עָשָׂה בְּהַצלָחָה — becerikli, çok iyi bir şekilde, hünerli, iyi, usta, ustaca, uzman, yetenekli - חָלָק — düz - מָלֵא מַהֲמוּרוֹת — engebeli, kasisli - לְהשִׁיב — geri almak - rafine - stable (en) - חָזָק, מוצָק — dayanıklı, sağlam - dinç ve canlı - מָלֵא חַיִים — hayat dolu, şen - יַצִיב — dengeli, sağlam - מִתנַדנֵד — sendeleyen, yalpalayan - לְהַפסִיד — kaybetmek, yenilmek - bocalayan, dalgalanan, inip çıkan, kararsız - יָשָר — doğru, düzgün - חָזָק, רוּחַ חֲזָקָה — ağır, dayanıklı, güçlü, keskin, koyu, kuvvetli, sağlam, şiddetli - aciz, güçsüz, zayıf - עַקשָן — azimli, inatçı, tuttuğunu koparan - עַקשָׁן — inatçı - asi, inatçı, itaatsiz - מַצלִיחַ, מוצלח — başarılı - מְאוּכזָב, מְתוּסכַּל, מאוכזב, נַפלוּ פָּנָיו — amacına ulaşamamış, başarısız, düş kırıklığına uğramış, hayal kırıklığına uğramış, mutsuz, suratını sarkıttı - די, מַספִּיק, מספיק — kâfi, yeterli - בְּמִידָה לא מַספֶּקֶת, לא מַספִּיק — az, ehliyetsiz, eksik, yetersiz, yetersiz derecede - זָעוּם — çok küçük, daracık - מִתנַשֵׂא, מִתנַשֵׂא — büyüklük taslayan, küçümseyen, tenezzül eden - önde gelen, yüksek - kaliteli - מְצוּיָן — kusursuz, mukemmel, mükemmel - אֵיכוּת טוֹבָה, בְּסֶדֶר גָמוּר, טוֹב, טוֹבָה — doğru, güzel, iyi, memnuniyet verici, mükemmel - aşağılık, değersiz, ucuz - מִסְחָרִי — kârlı - בֵּינוֹנִי — orta - חֶברַת בַּת — bağlı - לְזַבֵחַ — adak sunmak - מַפתִיע — şaşırtıcı - eğilimli, mütemayil, temayülü olan - empathetic, empathic (en) - אנכרוניסטי — kronolojik hatayla ilgili - sistematik - טָעִים, מָתוֹק — leziz, lezzetli, lezzetli ve çok tatlı, sulu - כֵּבד — aşırı, fazla - uncontrolled, unrestrained, untempered (en) - לְהוֹרִיד בְּדַרגָה — rütbesini düşürmek, rütbesini indirmek - חֶסכוֹנִי, חַסכָנִי — ekonomik, hesaplı, idareli, tutumlu - מְלוּכלַך — karmakarışık, kirli, pis - לְהַסתִיר, לְעַכֵּב — alıkoymak, kontrol altında tutmak, kontrol etmek, örtbas etmek, tutmak - סְחוּסִי — kıkırdaklı - פָּרִיך — gevrek, kıtır kıtır - לְאַרגֵן — düzenlemek, hazırlamak, organize etmek, yapmak - צִינִי — kötümser, olumsuz - מְהֵימָן — emin, güvenilir - מְייַצֵג, מייצג, מייצגת — tipik - לְכַבֵּד — değer vermek, hürmet etmek, saygı göstermek, saymak - liberalleştirmek - עוֹזֵר — işe yarar, nafi, yardımcı - חֲסַר תּוֹעֶלֶת — boş, etkisiz, faydasız, nafile, sonuçsuz, yararsız - valuable (en) - sin valor (es) - değişken, dönek - מִשתַנֶה — değişebilen, değişik - tekrarlamalı, tekrarlayan, tekrarlayıcı - לֹא מְאוּורַר, מַחֲנִיק — boğucu, havasız, havasız ve sıcak - אַכְזָרִי, אַכזָרִי, אכזרית, עָז, רוֹתֵח, תוֹקפָּנִי — acımasız, canavar, çok öfkeli, öfkeli, sert, şiddetli, vahşî, zalim - kötü - לְפָקֵח, לשלוט — denetlemek, kontrol altında tutmak, kontrol etmek, sınırlamak - פּוֹשֵר, פּוֹשֵׁר — gönülsüz - havalara girmek, kasılmak, poz yapmak, tavır takınmak, yapmacık davranmak - cezasını çekmek, kefaret vermek - לְהַשִׂיג — başarmak, elde etmek, erişmek, muvaffak olmak, ulaşmak - begin (en) - aldatmak, hile ile elde etmek, hile yapmak, kandırmak - לְנַעֵר, לַהָרוֹס — batırmak, içine etmek, içine sıçmak, sıçmak, sıçıp batırmak, tüylerini kabartmak - ihanet etmek - מַברִיא — sağlığa yararlı - hakaret edici - takdir etmek - מְצוּמצַם, צַר — dar, sınırlı - לְעוֹדֵד, לְקַדֵם — desteklemek, olmasına/gelişmesine yardımcı olmak - help (en) - לִתְמוֹך — arka çıkmak, desteklemek - megoḥaḥ, מְגוֹחָך, מְגוּחָך, מגוחך, שׁטוִּתי — anlamsız, aptalca, gülünç, komik, saçma - ahmakça, eşek, eşekçe - ideolojik - לְרַמוֹת — dolandırmak - לרדוף — eziyet etmek, zulmetmek - לְהִתמוֹדֵד, לְהִתמוֹדֵד עִם, להסתדר — altından kalkmak, başa çıkmak, becermek, boğuşmak, geçinmek, halletmek, idare etmek, uğraşmak, üstesinden gelmek - לְהִתעַבּוֹת — lütfetmek, tenezzül etmek - hizmet etmek - לְהִתנַהֵג כְּשָלִיט, לְהַשׁווִיץ — hava atmak, hükmetmeye çalışmak - hayat sürmek, yaşamak - make (en) - בִּילוּי זְמָן לְבַּטָלָה, לְשוֹטֵט — aylak aylak dolaşmak, aylak aylak gezmek, dolanmak, oyalanmak, tembel tembel dolaşmak - לִהיוֹת חָשוּב — önemi olmak - לְהַתאִים, לִהיוֹת תּוֹאֵם, מִתקַשֵר — aynı olmak, bağıntısı bulunmak, birbirini tutmak, ilişkisi olmak, tutmak, uymak - check, check out (en) - depender (es) - דוֹמֶה, לִהיוֹת דוֹמֶה — ...-e benzemek, benzemek - chimeral, chimeric, chimerical (en) - לַחֲרוֹג מ- — aşmak, geçmek - לְהַספִּיק — uygun olmak, uymak, yeterli olmak, yetmek - serve, serve well (en) - לְכַבֵּד, לְמַלֵא, לְסַפֵּק, לְסַפֵּק אֶת-, לִנהוֹג לְפִי, לַעֲנוֹת עַל- — gerçekleştirmek, karşılamak, layık olmak, memnun etmek, sağlamak, tatmin etmek, tutmak, yerine getirmek - compensate, correct, counterbalance, even off, even out, even up, make up (en) - לְהִצטַייֵן — daha iyi olmak, ön plana çıkmak, sivrilmek - לְהִתְיָחֵס, לַחוּל — geçerli olmak, ilgili olmak - afectar, comprometer, implicar, influir, involucrar (es) - tutmak - לְהִשתַלֵב עִם-, לְהַתאִים זֶה לְזֶה — birbirine uymak, rengi uygun düşmek, uymak - oponerse (es) - לְפָצוֹת — telâfi etmek - מְקוֹמִי — yerel - ait olmak - שַׁייָך — ait olmak, uymak - add (en) - satmak - technical (en) - כַּן — ... sehpası, ayak, kaide, taban - kurnaz, tilki gibi, tilkiye ait - משיחי — mesih, mesihe ait - תַרבּוּתִי, תרבותי, תרבותית — kültürel - sığınak - kefaret türünden - draconiano (es) - Hegelian (en) - değişme - “אוֹצָר”, “פְּנִינָה” — çok değerli kimse/şey, hazine, kıymetli parça - golden calf (en) - מַזכֶּרֶת — armağan, hatıra, hediyelik eşya, yadigâr - magnum opus (en) - acogida, asilo, refugio, sagrado (es) - cordoncillo (es) - דָבָר פָּעוּט, טְרִיוויָה, פְּעוּט עֶרֶך — değersiz/önemsiz şey, önemsiz ayrıntılar, önemsiz şey/kimse, ıvır zıvır şeyler - ağırlık - tabiat - טֶבַע — doğa, doğası, içi, özü, tabiat - הַכָנַת סֶרֶט הַנפָשָה, זְרִיזוּת — canlandırma, canlılık, hayatiyet - לְהִיטוּת, נְכוֹנוּת — isteklilik - כּוֹח, מֶרֶץ — canlılık, şevk - can, neşe, ruh - חֲבֵרוּת — dostluk, samimiyet, yakın arkadaşlık, yoldaşlık - כֹּשֶׁר הִסְתַגְלוּת @@@כּוֹשֶׁר הִסְתַגְלוּת$$$ — uyum sağlayabilme - etki, izlenim - figure (en) - יוֹפִי — güzellik - cazibe, çekicilik - animal magnetism, beguilement, bewitchery (en) - karizma - מְשִיכָה מִינִית — cinsî cazibe - כִּיעוּר — çirkinlik - כֶּתֶם — kusur, leke - קַלוּת — yatkınlık - קוֹשִׁי — güçlük, zorluk - fly in the ointment (en) - תְאִימוּת — uygunluk, uyma, uyumluluk - תִּיאוּם — çakışma, uygunluk - uyuşmazlık - conflicto (es) - הַתְאֲמָה, הַתאָמָה, כְּשִירוּת לְהִיבָּחֵר, מִידַת הַתאָמָה — elverişlilik, seçilebilme, uygunluk - זְמִינוּת — hazır bulunma, mevcut olma - אתוס — ahlâki değer, ahlâki yapı, kültür, kültürel yapı - אֲווִירָה, אווירה — atmosfer, hava, özellik - hava, tavır - אֵיכוּת — kalite, nitelik - הִצטַיינוּת — üstünlük - טִקסִיוּת, תִּפאֶרֶת — büyüklük, gösterişlilik, haşmet, heybetlilik - absolutidad, absolutividad (es) - benzeri, benzerlik - homología (es) - benzerlik, koşutçuluk, paralellik - uniformidad (es) - homogeneidad (es) - דִמיוֹן, דִּמיוֹן — benzerlik, benzeyiş - סְתִירָה — ayrılık, farklılık, uyumsuzluk, uyuşmazlık, zıtlık - לְהַשלִים את הַחֲסֶר — tolerans, zaman kaybı - שוֹנִי — fark, farklılık - גִיווּן, מגוון, שוֹנִי — çeşitlilik, farklılık - cambio, variedad (es) - smoke (en) - סוֹלִידָארִיוּת — dayanışma - מוּרכָּב, מוּרכָּבוּת, מורכבות — karmaşıklık, karmaşık şey - קְבִיעוּת — düzen, düzenlilik, düzenli olma - organisation, organization, system (en) - אִי סְדִירוּת — düzensizlik, usulsüzlük - espasmo (es) - אִי-יַצִיבוּת — dengesizlik, istikrarsızlık, kararsızlık - יַצִיבוּת, קְבִיעוּת — denge, düzenlilik, istikrar, sabitlik, sağlamlık - שֵׁירוּתִים וּמִתקָנִים — hoşluk, kolaylık - kabul edilebilirlik, kabul olunabilme - exotismo (es) - autochthony, endemism, indigenousness (en) - orijinallik, özgünlük - novedad (es) - skolastik felsefe - eksiksiz olma - דִיוּק, דַייקָנוּת, דַיקָנוּת — doğruluk, hassaslık, kesinlik, tamlık - אִי-דִיוּק — açık olmama, belirsizlik, hata, yanlışlık - açık olmama - הָדָר, פֶּאֶר — şıklık, zarafet, zerafet - boato, esplendidez, fasto, fastuosidad, pompa, rumbo (es) - רָמָה — derece, sınıf - sordidez (es) - בְּהִירוּת — açıklık - açıklık - אִי בְּהִירוּת — belirsizlik - צֶדֶק — doğruluk, dürüstlük - doğruluk, dürüstlük - אֲדִיקוּת — dindarlık, sofuluk - אָדִיקוּת — dindarlık - aşırı dindarlık, güçlü inanç - elohút, אלוהות, יִראַת שָׁמַים — dindarlık - impiedad, irreligión, irreligiosidad (es) - אֲכזָרִיוּת, אַכזָרִיוּת, בַּרבָרִיוּת, מַעֲשֶׂה זווָעָה — barbarlık, canavarlık, kabalık, vahşet, vahşilik, vahşîlik, zalimlik - אַכזָרִיוּת, פְּרָאוּת, רִשעוּת — kötülük, şiddet, vahşet, vahşîlik - קְשִיחוּת — acımasızlık, aman vermezlik - diğergamlık - iniciativa (es) - competencia, competitividad, espíritu competitivo (es) - כִּישָרוֹן וטקט, עָדִינוּת — incelik, maharet, ustalık, zerafet - מַצפּוּן — vicdan - גְבוּרָה — kahramanlık, yiğitlik - çalışkanlık, gayret, özen - נִיקיוֹן כַּפַּיִים — dürüstlük, namusluluk - aldatıcılık, dış görünüşün aldatıcılığı, yanıltıcılık - פַּטרִיוֹטִיוּת — vatanseverlik - saflık - kendine saygı - רַברֵבָנוּת — kendini methetme, övüngenlik - aşırı gurur, kasılma, kibir - עֲסִיסִיוּת — canlılık - רוֹגָע, שָׁלווָה, שַׁלוָה @@@שַׁלווָה$$$ — sakinlik, soğukkanlılık - אָדִיבוּת — saygı, saygılı olma - görgüsüzlük - yenilik, yeni olma - frescura (es) - küf, küflülük, küflü olma - moda dünyası - חִינָנִיוּת, חֵן — incelik, zarafet - כּוֹחַ, מַעֲצָמָה, סמכות, עוֹצמָה, שלטון — güçlü ülke/devlet, kaba kuvvet, kol kuvveti, kuvvet - בְּרִיאוּת, חוֹסֶן, עֲמִידוּת — dayanıklılık, sağlamlık - אומץ — cesaret - כּוֹחַ עֲמִידָה — dayanıklılık - חוזק, כוֹחַ — güç, kuvvet, takat - אִינטנסִיבִיוּת, עוֹצמָה — şiddet, yeğinlik, yoğunluk - אַכזָרִיוּת, זַעַם — azgınlık, canavarlık, şiddet, vahşîlik - Talón de Aquiles (es) - מוֹדֶרנִיוּת — çağdaşlık, modernlik - continuity, persistence (en) - יַצִיבוּת, מְהִירוּת, מְהִירוּת הַתנוּעָה — çabukluk, hız, hızlılık, hızlı olma, sürat - anilik, bir anda olma - מְהִירוּת — dakik olma, ivedilik - balance, proportion, proportionality (en) - exterioridad (es) - akıcılık, netlik, üstün körü olma, yüzeysellik - גוֹדֵל — iri cüsse - גוֹדֶל עֲצוּם, כָּבִּירוּת, מֵמָדִים עֲצוּמִים, מֶרחַב, עֲנָקִיוּת — aşırı büyüklük, azamet, büyüklük, çok büyüklük, genişlik, irilik, muazzamlık, sınırsızlık, uçsuz bucaksız olma - miktar - דַּלוּת, צִמצוּם, קַמצָנוּת — azlık, cimrilik, kıtlık - שֶׁפָע — bolluk, çokluk - kıtlık - aşırı bolluk, çok fazla miktar - יִתרָה — artık, fazla - להציף — bolluk, çokluk, fazlalık, gereksiz şey - הַגבָּלָה — kısıtlama, limit, sınır, sınırlama - תְחוּם — alan, saha - גְבוּל — hudutlar, sınırlar - amaç, anlam, görüş alanı - עֵרֶך, ערך, שוֹוִי — değer, fiyat, kıymet - kıymet - iyilik - bienestar (es) - מוֹתָרוֹת — konfor, lüks - תוֹעֶלֶת — fayda, yarar - חוֹסֶר תּוֹעֶלֶת — boş yerelik, yararsızlık - אֶפשָׁרוּת הַבִּיצוּע — fizibilite, uygulanabilirlik - מְיוּמָנוּת — ustalık - נֶכֶס — artı, değerli şey/kimse - יִתָרוֹן, יִתרוֹן — avantaj, üstünlük avantaj, yarar - לְטוֹבַת — gözde, olma - רֶוַוח, רֶווַח, תוֹעֶלֶת — fayda, kâr, kazanç, yarar - faydalı olma, kârlılık - preferencia (es) - זְכוּת — ayrıcalık, imtiyaz - manitas, manitas en jardinería (es) - devlet, kamu yararı, ulus - נְחִיתוּת — dezavantaj, sakınca - limitación, restricción (es) - kusur - pérdida, privación (es) - מְחִיר — bedel, karşılık - מִגרָעָת — mahzur, sakınca - ehemmiyet, önem - anlam ve önem, önem - מִשקָל — ağırlık, önem - בְּחוֹסֵר הִגָיוֹן — baygınlık, duygusuzluk - הַשפָּעָה, עוֹצמָה — iktidar, yönetim - güç - חִיוּת — canlılık - גּוֹרֵם מַשפִּיעַ, הַשפָּעָה — etki, etki yapan kimse/şey, nüfuz, tesir - basınç - mecanismo (es) - etki, etkinlik, etkin olma - יְעִילוּת — yararlılık - form (en) - בְּחוֹסֶר כּוֹח — güçsüzlük - polvo de estrellas (es) - אִי-מְסִיסוּת — çözülemezlik, çözüşmezlik, erimezlik - יָרֵך, יָרֵךְ, ירך — but - yer - astucia, hondura, profundidad (es) - הִגָיוֹן — sağduyu - תְּבוּנָה — ihtiyat - circunspección, cuidado, miramiento, ojo, precaución, premeditación, prevención, previsión, primor, providencia, prudencia, recaudo, tiento (es) - תְבוּנָה — akıl, zeka, zekâ - akıl, kafa, zeka - עַרמוּמִיוּת, עָרמָה, עוֹרמָה — dalavere, hile, hilekârlık, kurnazlık, muziplik - beceri, büyücülük, sihirbazlık, ustalık - גן־עדן — cennet - innovación (es) - coordinación (es) - רַבגוֹנִי — çok yönlülük - גמישות, זְרִיזוּת, זריזות, מיומנות, קלות תנועה — beceriklilik, hüner - ustalık, yeterlilik - efficiency (en) - costumbre (es) - dikey doğru, normal, standart - חִידָה, מִיסתוֹרִין, תַעֲלוּמָה — bilmece, esrar, giz, gizem, muamma, sır - דִילֶמָה — çıkmaz, ikilem - בְּעַיָה — engel, güçlük, mania, zorluk - בְּעָיָה — mesele, problem, sorun - destek - עֹגֶן @@@עוֹגֶן$$$ — destek - forbidden fruit (en) - añagaza, anzuelo, cebo, gancho, señuelo (es) - מַחֲלִיף — vekil, yeni birisi - advertence, advertency (en) - underevaluation (en) - punto en el que uno no puede volverse atrás (es) - הֲבָנָה — anlama, zevk - alta costura (es) - שִׁגָעוֹן חוֹלֵף @@@שִׁיגָעוֹן חוֹלֵף$$$ — geçici tutku, moda - contracultura (es) - anlamak - pseudociencia (es) - בְּרֵרָה, בחירה, ברירה, חֲלוּפָה — alternatif, opsiyon, şans, seçenek, seçim - key (en) - light (en) - tradición (es) - gerçeklik - vida real (es) - דז'ה וו - materia de reflexión (es) - issue (en) - dikkate alınması gereken husus, dikkate alınması gereken konu, dikkate alınması gereken nokta - fiske, hafif darbe, özendirici şey - joroba, macanazo, molestia, molienda, puñeta (es) - espina, irritación (es) - אֶבֶן-רֵיחַייִם עַל צַווַאר-, מַעֲמָסָה, מַשָׂא, נֶטֶל — ağırlık, çile, endişe, stres, yük - germen (es) - textura (es) - dış - bütün - birim - לֵב, לב — kalp, vicdan, yürek - מַשמָעוּת — anlam, anlamı olma, mana - ima - גַרעִין, עִיקָר, תמצית — ana fikir, esas, künh, öz, özet, zübde - value (en) - קְנֵה מִידָה — ölçüt - מוֹפֵת — kopya, model, örnek insan/davranış, sembol, simge, suret - fantasmagoría (es) - אַבטִיפּוּס — ilk örnek, prototip - טְעִימָה — erken yaşantı, önceden alınan tat, önceden tatma, ön tadım - şeytani güçlere inanma - תַרבּוּת — kültür - הַשׂכָּלָה, ידיעה, לְמִידָה, לִימוּד — bilgi, bilim, ilim, kültür - dirección (es) - corriente (es) - Call (en) - קִצוֹנִיוּת, קָנַאות — bağnazlık, yobazlık - קַנָאוּת — bağnazlık, fanatiklik, fanatizm - שָמרָנוּת — muhafazakarlık, tutuculuk - reacción (es) - סַפרוּת — edebiyat, yazın - delicadeza, finura, matiz (es) - עִיקָר הַבְּעָיה — esas/can alıcı nokta - מִלָה אפנַתִית @@@מִילָה אוֹפנַתִית$$$ — cafcaflı söz, gösterişli söz - abrakadabra, anlamsız söz - חֲסַר עֶרֶך — saçma, zırva - señal, vestigio (es) - política exterior (es) - לִפתוֹר, פִּתָרוֹן — çare, çözüm - לְשוֹן הַמעָטָה — olduğundan daha hafif gösterme - לַעַג עוֹקצָנִי, סָטִירִי — hiciv, iğneleme, ince alay, yergi - fıkranın komik cümlesi - chiste breve, observación sucinta (es) - case (en) - acertijo, adivinanza, enigma, problema, quisicosa, rompecabezas (es) - dikdûkei aniyût, דקדוקי עניות, קַפּדָנוּת — ukalâlık - אָמָנוּת הַדִיבּוּר — güzel konuşma - jerga burocrática (es) - artık kullanılmayan deyim, kullanımdan düşmüş sözcük - אָמָנוּת הַנְאוּם — güzel konuşma sanatı - bla-bla-bla, disparates, tonterías (es) - technobabble (en) - תַּמצִיתִיוּת — kısalık - dolambaçlı söz, dolaylı anlatım - lafı uzatma - מְטָפוֹרָה — benzetme, mecaz, metafor - מִילַת קְלָלָה, קְלָלָה — küfür, sövgü - terbiyesizlik - הֶסְכֵּם, הַסכָּמָה, הסכמה — kabul, müsade, onay, rıza, tasdik - גִילוּי, גִילוּי מַפתִיע, גִילוי וכו' פּוֹקֵח עֵינַיִים, חֲשִׂיפָה — açığa çıkma, açıklama, açıklanan şey, ifşa, şaşırtıcı gerçek - dokundurma, ima, ima etme, taş, üstü kapalı söz - voice (en) - kuş falı - dürüst pazarlık, insaflı davranış - ilahi adalet - pago, recompensa (es) - הֶלֶם, זַעֲזוּע — sarsıntı, şok, travma - מַזָל בִּיש, מָווֶת בִּתאוּנָה, תְאוָּנה, תְּאוּנָה — aksilik, kaza, talihsizlik - מוֹת קְדוֹשִׁים — şehitlik, ıstırap çekme - פִצוּיֵי פִּיטוּרִין — koparma - şanssızlık, talihsizlik - אָסוֹן — afet, belâ, facia, felaket, felâket, trajedi, yıkım - epifani, görünüş, tanrı'nın görünmesi - kader, kısmet, yazgı - שְׁכלוּל — değişiklik, gelişme, ilerleme - debacle, fiasco, fracaso (es) - כִּוּוּן, כִּוונוּן, שִׁינוּי קָל, תִּיקוּן — ayarlama - מְאוּרָה — dönüm noktası, kutlama, olay, tören - emergencia (es) - buhran, bunalım, kriz - Fall of Man (en) - fire (en) - לִקוּי — hasar, zarar, zarar verme - מַהפֵיכָה, מהפכה — devrim, ihtilal, inkılâp - עִיכּוּב — aksilik, mağlubiyet, yenilgi - cennetten kovulma, cennetten kovuluş, kovuluş - anlaşmazlık - uzaklık - duyarlık, duygunluk, hassasiyet, hassaslık - לְהָקִים, סִידוּר — düzen, düzenleme, sınıflandırma - הַחֶברָה הַגבוֹהַה — cemiyet, kibarlar sınıfı, sosyete, toplum - aşırı nüfus - halk, kitle, sokaktaki adam, yığın - בורגנות — orta direk, orta sınıf - ahali - תַרבּוּת, תַּרבּוּתִיים — medenîleşme, medeniyet, uygarlaşma, uygarlık - kuşak, nesil - מִבְחַר, מִגווַן — çeşit çeşit, potpuri - corriente, curso, flujo, torrente (es) - קוביזם — kübizm - מְרחָק — mesafe, uzaklık - אוֹשֶר עִילָאִי, גַן עֵדֶן, גַן-עֵדֶן, הַשָׁמַיים — sonsuz mutluluk - saklanma yeri - מַחסֶה — barınak, sığınak - גוֹרָל — alın yazısı, kader, kısmet, mukadderat, yazgı - Hijo (es) - פַּחדָן — korkak - מוּמחֶה — bilir kişi, kompetan, mütehassıs, uzman - כּוּשִׁי — zenci - Tío Tom (es) - beyaz fakir halk, fakir beyazlar - פּוֹעֵל פָּשוּט — Hintli ya da Çinli işçi, köle - kızılderili - ingiliz, ingiltere, tipik ingiliz - ingiliz göçmen - Mick, Mickey, Paddy (en) - angloamericano (es) - Boche, Hun, Jerry, Kraut, Krauthead (en) - יוֹעֵץ, יועץ, יועצת — danışman, müşavir - בן זונה, מְנוּוַל, מְנוּוָל — boktan biri, çük kafalı, it oğlu it, orospu dölü, piç oğlu piç - kompetan, mütehassıs, uzman - aşık, çoban, köylü delikanlı - בִּריוֹן, חוּלִיגָן, פּוֹשֵע — aylak, haydut, holigan, kabadayı, külhanbeyi, serseri, sokak serserisi - תינוק, תינוקת — bebek - אַספָן, גוֹבֶה — koleksiyoncu - סַרבַן מִלְחָמָה — askerlik karşıtı - aprendiz, fichaje, novato, novicio, pipiolo (es) - הוֹמוֹסֶקסוּאָל — ibne kişi - çiftçi, dağ köylüsü - caffer, caffre, kaffir, kafir (en) - light (en) - máquina (es) - רַב-אָמָן — mayestro, üstat - חָבֵר לְמִשחָק — oyun arkadaşı - güç - bir tür evcil güvercin, bücür, cüce, en çelimsiz yavru, kavruk adam, küçük sığır - shiksa, shikse (en) - חוֹטֵא — günahkâr - מְדִינַאי — devlet adamı, lider, siyasi lider - işletme gideri - sosyal hak - אֲבֵידָה, הֶפסֵד — kayıp, zarar, ziya, ziyan - garanti, güvence, teminat - metralla, moneda suelta, pucho, suelta (es) - conspicuous consumption (en) - הִידַרדרוּת — bozulma, kötüleşme - hitpatkhút, הִתפַּתחוּת, התפתחות, פָּתוח — evrim, gelişim, gelişme - malabsorption (en) - despliegue, florecimiento (es) - extremum, peak (en) - אֶפֶס, אפס, כְּלוּם, שום דָבַר — hiçbirşey, katre, nebze, şemme, sıfır, zırnık - bugger all, Fanny Adams, fuck all, sweet Fanny Adams (en) - הַקָטַן/הַנָמוּך בְּיוֹתֵר — en az miktar, minimum - avuç dolusu şey - קוֹמֶץ, רֶמֶז, שֶׁמֶץ — biraz, bir nebze, emare, eser, eser miktar, iz - קְבוּצָה — bir sürü, grup, parti, yığın - billion, gazillion, jillion, million, trillion, zillion (en) - hareket alanı - temel - köprü - ayrıntı, detay - scale (en) - אֲחִיזַת רַגלַיִים, איזון, שִׁיווּי מִשְקַל, שִׁיווּי מִשקָל, שיווי משקל — denge, muvazene - חֲבֵרוּת, יְדִידוּת, ידידות — arkadaşlık, dostluk, omuzdaşlık, ünsiyet - מַשבֵּר — buhran, bunalım, kriz - element (en) - çevre, ortam - güç dengesi - inclusión (es) - rechazo (es) - şimdiki durum, statüko - doğa, vahşi doğa - שִׂיא — doruk, doruk noktası, doruk noktasına varma, son derece, zirve - מִקְרֶה, מקרה — belli bir durum, durum, özel bir hâl - מַעֲמָד — mevki, statü - מָקוֹם — durum, mevki, pozisyon, yer - campeonato, título, título de campeón (es) - antelación, anterioridad, precedencia (es) - subordinateness, subsidiarity (en) - חַיֵי ה-, חיים — ... hayatı, ... yaşamı, … hayatı, … yaşamı - חוֹק וַסֵדֶר — asayiş, düzen, güvenlik - peace (en) - אֲנַרכיָה, הֶפקֵרוּת — anarşi, kanunsuzluk, karışklık - מְהוָּמה - incidente (es) - karışıklık - מִלחֲמָה קָרָה — soğuk harp, soğuk savaş - מַחֲלוֹקֶת — anlaşmazlık, uyuşmazlık - חֵירוּת, חוֹפֶש — hürriyet, özgürlük, serbesti, serbestlik - אוֹטוֹנוֹמיָה — bağımsızlık, hürriyet, istiklâl, muhtariyet, otonomi, özgürlük, serbestlik - polarización (es) - מָבוֹי סָתוּם, קִפָּאוֹן @@@קִיפָּאוֹן$$$ — çıkmaz - olağanüstü hal - critical point, crossroads, juncture (en) - desperate straits, dire straits (en) - vitalidad (es) - güçlük, sorun, zorluk - aprieto, apuro, brete (es) - stres - hueso, problema, problemas (es) - הַכָּרָה — tanıma - בִּידוּד, בידוד — ayrılma, ayırma - שִיפּוּר — düzelme, gelişme, iyileşme - gelişim, gelişme, inkişaf, neşvünema, tekamül - אִי שִׁימוּש — kullanılmama - yenileme - חֲשִׁיבוּת — önem - דָגֶש — ağırlık, önem - יוֹקרָה — itibar, prestij, saygınlık - אֲנוֹנִימִיוּת, עִילוּם שֵׁם — kimliği bilinmeme - מוֹנִיטִין, פִּרסוּם, שם — nam, şan, şöhret, ün, ünlü olma - saygınlık - מוֹנִיטִין, מוניטין, שֵם טוֹב — nam, şöhret, ün - מוֹנִיטִין, שֵׁם — isim, şöhret, ün - bayağılık, sefillik - הִתנָוונוּת, יְרִידָה — ahlâkî çöküntü, çökme, çöküş, sefahat - עַלִייָה לַשִׁלטוֹן — hakimiyet, hâkimiyet, tahakküm, üstünlük - עֶליוֹנוּת, שְלִיטָה — hâkimiyet, üstünlük - paramountcy (en) - lanet - אוּמלָלוּת — mutsuzluk, sefalet - acele - תָּחַת לַחַץ — baskı, zorlama - שְׁרִיצָה — kaplama - שְלמוּת — bütünlük, tümlük - שְׁלֵמות — bütünlük, tamlık - שְׁלֵמוּת — bütünlük - חִיסָרוֹן, פְּגָם — eksiklik, kusur - hamartia, tragic flaw (en) - גוֹרָל, מזל — akibet, alın yazısı, kader, kısmet, şans, son, sonuç, talih - שִׂגשוּג — refah, zenginlik - başarı - אָסוֹן — âfet, facia, felâket - başarısızlık - סִיכּוּי, תַחֲזִית — beklenti, olasılık, tahmin - אֶפשָרוּת, הִזְדַמנוּת, הִזדַמנוּת, מַזָל, סִכּוּי, סיכוי — fırsat, ihtimal, imkan, imkân, olanak, olasılık, şans - day (en) - clean slate, fresh start, tabula rasa (en) - impureza (es) - likidite krizi - tam istihdam - zenginlik - עוֹשֵר, שֶׁפָע — servet, zenginlik - hırs, ihtiras, kötü yola sevkeden servet, servet tanrısı - עוֹנִי — fakirlik, sefalet, sefillik, yoksulluk - fakirlik, parasızlık, yoksullluk - hijyen - שְלֵמוּת — lekesizlik, temizlik - סֵדֶר — düzen, düzgünlük, intizam - טִינוֹפֶת, לִכלוּך, פִּיח — kir, pislik - לִכלוּך — alçaklık, pislik - bağlam, kontekst - ámbito, campo, esfera, órbita, reino, terreno (es) - competencia (es) - קְשָיִים — sertlik, şiddet - אֲוִוירָה — hava - feel, feeling, flavor, flavour, look, smell, spirit, tone (en) - emniyet - אַבטָחָה, בְּטִיחוּת, ביטחון — emniyet, güven, güvence, güvenlik - peace, public security (en) - הַגָנָה — koruma - סכנה — tehlike - muhatara, tehlike - clear and present danger (en) - tehlike - אִיוּם, סַכָּנָה — tehdit, tehlike, tehlike işareti, tehlike kaynağı - forma (es) - illumination, light (en) - אבן החכמים — felsefe taşı - escoria (es) - גַרעִין — kan hücresi, kan yuvarı, parçacık, zerre - אָבָק — ...tozu, toz - פְּסוֹלֶת — atık, atık madde, çöp - contemporary world, modern times, modern world, present times (en) - night (en) - kıyamet, kıyamet günü - bir işin zamanı - yıllar - הַזמַן — tam zamanı, uygun an, vakit, zaman - רֶגָע, שַׁברִיר שְׁנִיָה — an, lâhza, salise - generación (es)[Domaine]
-